Ülkemizde her yıl 200 bin kişinin hayatını kaybetmesine sebep olan kalp krizi, kalbi besleyen atardamarlarda yaşanan ani tıkanma sonucu kalp kasının yeterli seviyede oksijen alamaması ve buna bağlı olarak kalp dokusunda hasar meydana gelmesidir. Peki kalp krizini gerçekleşmeden önce algılayabilen cihazlar üretilebilir mi?
San Diego merkezli Scripps Health'te çalışan bilim insanları tam olarak bu cihazlar üzerinde çalışmaktadır. Ürettikleri teknoloji sayesinde kan akışında bulunan küçük nanosensör çipleri kalp krizinin öncüllerini algılayabilmektedir. Vücuduna bu çiplerden yerleştirilmiş bir kişi akıllı telefonuna veya başka bir kablosuz cihaza hemen bir uzmana görülmesi gerektiği konusunda bir uyarı alabilir.
Çipin en son sürümleri 90 mikron boyutundadır yani bir kum tanesinden çok daha küçüktür. Nanosensör hastanın koluna enjekte edilir. Parmağın ucuna doğru olan kan akışı sırasında bu nanosensör kanı tarayarak kalp krizinin öncüsü olan endotelyal hücreleri tespit edebilir. Endotel hücreler, kan damarlarının iç yüzeyini döşer ve damar duvarıyla dolaşan kan arasında ayırıcı bir yüzey oluşturur.
Amerika’da bir hastaneye gelen kalp krizi vakalarının incelenmesiyle, kalp krizi geçirenlerin endotel hücrelerinin anormal derecede büyük bazen de iki çekirdekli olduğunu gösterdi. Yani endotel hücrelerinin kusurları tespit edilerek kalp krizi riski fark edilebilir ve erken müdahale şansı olabilir.
Bir nanosensör ve nanosensörün bağlı olduğu bir akıllı telefon, otoimmün hastalıkları ve kanseri izlemek için kullanılabilir. Aynı zamanda organ nakli olan hastalarda organın reddedilmesi durumunda erken teşhis için de kullanılabilir. Bu uygulamada nanosensör, kandaki donör organa ait DNA'yı tespit etmek için ayarlanabilir ve kanda dolaşır durumda olduğu tespit edilen DNA bulguları, organ nakline ait erken bir reddetme işareti olarak kullanılabilir. Böylelikle erken bir zamanda hastaya müdahale edilebilir.
Şu anda sensörler hayvan çalışmalarında glikoz tespiti için kullanılmaktadır. Yakın gelecekte insan denemeleri de yapılarak insan kullanımına uygun hale getirilmesi beklenmektedir. Yani bu cihazlar sayesinde bazı sağlık problemleri yaşanmadan önce tespitleri yapılabilir. Birçok hayat kurtulurken erken müdahale sayesinde tedavi süreci daha kısa olacağı için para tasarrufu da sağlanabilir.