Binlerce yıldır insanlar ve hayvanlar sıcak kalmak için buzları kullanıyor. Kulağa hiç mantıklı gelmiyor değil mi? Buzdan bir ev bizi nasıl rahat ve sıcak tutabilir?
Uçsuz bucaksız donmuş buz kütleleriyle kaplı Antarktika, dünyadaki en yaşanılmaz yerlerden biridir. Ancak eskimolar orada yaklaşık beş bin yıl yaşamayı başardılar. Sıcaklığın -50 dereceye kadar düştüğü bir yerden söz ediyoruz. Böyle bir dondurucu soğukta sığınak bulmadan hayatta kalmak mümkün değildir. Antarktika kıtasında hiç orman olmadığından orada yaşayan insanlar ağaçtan ev yapamadılar. Bunun yerine kullanabilecekleri tek malzeme olan kardan evler inşa ettiler. Eskimoların dillerinde "kar" kelimesini karşılayan onlarca farklı kelime vardır çünkü birçok farklı türde kar bulunmaktadır. Bir iglonun dayanıklılığı kullanılan kar türüne bağlıdır. Bunu anlayabilmek için donmanın nasıl gerçekleştiği hakkında bilgi sahibi olmamız gerekir. Donan kişi, vücut ısısı düşmeye başladığında iç sıcaklığının azaldığını hisseder. Soğuk vücuda giremez çünkü aslında soğuk diye bir şey yoktur. Yalnızca sıcaklık ve onun azalışı vardır. Isı salınımı; konveksiyon, iletim ve ışıma olmak üzere üç farklı şekilde gerçekleşir. Üçü de bir iglonun ısınma sürecinde rol oynar. İglonun içerisinde oturan biri, ışıma yoluyla vücut ısısını kaybeder. Bu ısı konveksiyon yoluyla havaya dağılır ve iletim yoluyla da duvarlardan dışarı nüfuz eder. Canlılarda izolasyon da aynı şekilde çalışır. Vücutlarının çevresinde kalın bir yağ tabakası olan fok ve balina gibi hayvanlar ısı kaybını önler. Bu yağ tabakasına sahip olmayan hayvanlar ise kendi çevrelerinde bir hava tabakası oluştururlar. Örneğin; su samurlarının insan saçından 1000 kat daha kalın bir kürkü vardır. İyi bir yalıtımın sırrı buradadır. Su samurlarının kürkünün kılları dikenlidir ve bu nedenle hava moleküllerini hapseder. Kar taneleri de tam olarak aynı şeyi yapar. Taze kar tozları %95’e kadar sıkışmış hava içerebilir. Kışın elinizle birleştirmeye çalıştığınız kar, bir şeyler inşa etmek için tam olarak uygun değildir. Katı buz ise rüzgara karşı iyi bir koruma sağlar ancak taşınamayacak kadar ağırdır. Eskimolar ise iglolarını inşa etmek için bu iki türün de bazı ortak özelliklerine sahip bir kar türü kullanır. Aslında geleneksel iglolar inşa edilmez zeminden kesilir. Yoğun bir şekilde paketlenmiş zemindeki kar, ayakta durabilecek kadar yoğundur ve aynı zamanda bir buz bloğundan çok daha fazla hava kabarcığı içerir. Hafif ve oldukça iyi bir yalıtkandır.
Hayvanlar bunu insanlardan çok daha önce keşfetmişti. Kutup ayıları, dağ sıçanları, orman tavuğu gibi kuşlar karda ısınmak için kendi yuvalarını kazarlar. Sıcak aylarda güneş enerjisi toprakta ısı olarak depolanır. Kar örtüsü bir çatı gibi bu ısının dışarı çıkışını engeller. Bu sayede bitki kökleri, filizleri ve tohumları toprağın altında belirli sıcaklıklarda kalmaya devam eder.
İgloların içerisinde farklı yükseklikler vardır. Sıcak hava yükselir ve soğuk hava alçak alanlara iner. İçeride insanların yemek yediği ve uyuduğu bölge daha sıcak olduğundan yüksek kısımdadır. Ayrıca içerideki sıcaklık iglonun duvarlarını biraz eritir. Bu durum izolasyonu ve dıştaki buzlu alanı güçlendirir. İglonun içerisi ne kadar kalabalık olursa sıcaklık o kadar artar. Yapılan incelemeler, bir iglonun içinin dışarısından 40-60 dereceye kadar daha sıcak olabileceğini göstermektedir.
R. L. Handy. (1973). The Igloo And The Natural Bridge As Ultimate Structures.
A. Hoyt. How Igloos Work. (17 Ocak 2008).
L. Kaplan. Inuit Or Eskimo: Which Name To Use?