Konya Bilim Merkezi BilimUp

Şeker Tüketmeyi Neden Çok Severiz?

Elif Sara
6 dk
1089

Küçük yaşlarımızdan itibaren en çok sevdiğimiz yiyecekler arasında şekerli gıdalar yer alır. Hatta o yıllarda bayram harçlıklarınızın tümü ile dondurmalar, çikolatalar ve çeşitli şekerli gıdalar almış olabilirsiniz. Şeker sevgimiz ileriki yıllarda da devam eder ve şeker bağımlılığına bile gidebilir. Siz de şekere kolayca hayır diyemeyenlerden misiniz?

Şekerin tadı her ne kadar hoşumuza gitse de şeker tüketimini kısıtlayıp, belirli miktarların aşılmamasına dair doktorlar tavsiye vermektedir. Ancak, şekerin sağlık için zararlarını bilmemize rağmen biz sanki şekeri sevmeye programlanmış gibi şekere hayır demekte zorlanırız. Şeker denilince yalnızca çikolata, şekerleme türlerini değil ekmek, pirinç, ketçap, mayonez vb. birçok ürünü düşünmeliyiz. Endüstriyel olarak üretilen birçok gıda içerisinde ve meyve gibi doğal gıdalar içerisinde şekerin çeşitli formları mevcuttur.

Şekerli gıdaları sevme nedenlerini düşünürsek ilk aklımıza gelen cevaplardan biri tadının güzelliği olabilir. Şeker sevgimizin ardında, tat algımıza hitap etmesinin yanında çok önemli bir neden daha var: Enerji meselemiz!


Beslenmek İçin İhtiyaç Duyduğumuz Temel Enerji Kaynağı Şekerdir

Canlıların temel ihtiyaçları nelerdir? Canlı çeşitliliği göz önüne alındığında bu soruya verilecek binlerce yanıt olabilir. Ancak, yanıt olarak her canlı için neredeyse istinasız yanıt beslenme ihtiyacıdır. Biyolojide her konuda istisna bulunabilir, neredeyse istisnasız bir ihtiyaç olan beslenme, fizik ve kimya kurallarına dayanır. Her canlı yaşamak için enerjiye ihtiyaç duyar.

İnsan vücudu, enerji ihtiyacını karşılamak için ilk karbonhidratları yani şeker içeren molekül formlarını tercih eder. Metabolik süreçte, en kolay ve hızlı parçalanan yiyecekler karbonhidrat yani şekerlerdir. Şekerli gıdaların, hızlı bir parçalanma ve enerji verme süreci vardır.

Şeker Tüketmek Bize Atalarımızdan Kaldı

İnsanlar, bizler var oluşumuzdan beri dışarıya bağımlı olarak gıda tüketmekteyiz. Biz gibi beslenme ihtiyacını dışarıdan karşılayan canlılara heterotrof canlılar denir. Heterotrof canlılar; besinlerini kendi kendilerine sentezleyemeyen canlılardır. Yaşamlarını sürdürmek için gerekli enerjiyi bu sebeple diğer hayvan ya da bitki gibi canlılardan alması gerekir.

Enerji ihtiyacımızı başka canlılardan karşılama şeklimiz geçmişten bugüne değişmemiştir. Ancak, ilk insanların çevresi ile son yüzyıllarda yaşadığımız çevre arasında birçok farklılık vardır. En bariz farklardan biri gıdaya ulaşım şeklimiz olabilir. Geçmiş için yiyecek toplamak gibi kavramlardan söz edilebilir. Toplayıcılıkla beslenilen dönemde insanlar, meyve ve sebzeleri keşfederek toplamışlardır. Bu dönemlerde, barınak bulmak hatta kendi barınağını yapmak, topladıkları yiyecekleri saklamak, ısınmak için odun toplamak gibi gündelik faaliyetler yapılmaktaydı. Bu tür faaliyetler için fazlasıyla fiziksel efor sarf etmek gerekir. Bu eforu sarf etmek için yeterli miktarda enerjiye sahip olmak gerekir.

Toplayıcı insanlar, fazla şekerli olan yiyeceklerin onlara fazla kalori yani enerji kazandırdığını fark etmişlerdir. Aldıkları kalorileri ise yaptıkları işlerle dengelemişlerdir. Bu süreçte şeker tüketen insanların, vücutları bu duruma alışmıştır. Şekeri parçalayacak enzimler, depolayacak birimler gelişmiştir.


Genlerimiz Tat Algımızı Etkiliyor

Vücudun çevreye sağladığı uyumun genleri de etkilediği düşünülmektedir. Araştırmacılar, şeker tüketmeye alışmış genlerin tat algımızı etkilediğini düşünmektedir. Bu genlerin ise nesiller boyunca aktarıldığını ve bugünkü şeker bağımlılığımızın sebebi olabileceği düşünülmektedir. Meyve sineği (Drosophila melanogaster) gibi model organizmalar üzerinde yapılan araştırmalarda, genlerin tat algısını etkilediği ve genlerin tatlar üzerinde seçim yapmaya neden olduğu görülmüştür.

Bu durumda tat olarak sevdiğimiz şekeri genetik olarak da sevmeye programlanmış olduğumuzu söylemek yanlış olmaz. Üstelik, şeker enerji ihtiyacımızı karşılamak için oldukça iyi bir kaynak olarak görünüyor? Peki, şeker tüketmek için oldukça geçerli sebeplerimiz olmasına rağmen, neden şeker tüketmenin zararlı olduğu söylemiyle karşılaşırız?


Şeker Tüketmek Zararlı Mıdır?

Şeker, ölçülü miktarda ve doğal haliyle tüketildiğinde aslında oldukça sağlıklıdır. Şekerin ana doğal kaynağı meyvelerdir. Modern çağ öncesinde insanlar, zengin kalori kaynakları olarak meyveleri tercih etmişlerdir. Onlar, aldıkları kalorileri vücutlarında yağa çevirip günlük aktivitelerini devam ettirmek için kullanmışlardır. Yani, meyvelerin onlar için çok sağlıklı olduğunu söyleyebiliriz.

Şimdi milyonlarca yıl ileri sararak modern çağdaki şeker üretimine bakalım. Tarım teknolojisinin gelişmesiyle birlikte ülkeler, meyveyi ucuza ve bol miktarda yetiştirebilir hale gelmiştir. Böylelikle meyveler, hayatta kalmayı artırabilecek nadir kalori depoları olmak yerine, her zaman tüketilebilecek temel gıdalar haline gelmiştir. Tatlı yiyeceklere karşı doğuştan gelen istek insanlarda genetik olarak hâlâ bulunmaktadır. Ancak, geçmişte bu tür yiyeceklerin kıtlığı günümüzde birçok insan için sorun olmaktan çıkmıştır.

Bolca üretilen yüksek kalorili gıdalar, aşırı miktarlarda tüketilmektedir. Kısacası teknolojinin ilerlemesi çoğumuzun vücudumuzun kaldıramayacağı kadar tatlı yiyecekler yemesini kolaylaştırmıştır. Atalarımızın karşılaştığı miktar ve şekillerde şeker istemek ve yemek oldukça sağlıklıdır. Şekeri, çok daha büyük miktarlarda ve işlenmiş formlarda istemek ve yemek sağlıksız hale getirmiştir.

Teknoloji sadece bol miktarda meyve yetiştirmemizi sağlamakla kalmamış, aynı zamanda meyvelerdeki şekeri çıkarıp konsantre olarak kullanmamızı sağlamıştır. Bu şekeri işleme ve sunma sürecindeki en büyük sorun kişilerin çok fazla miktarda şeker yemesini kolaylaştırmaktadır. Tek bir kurabiyenin içinde bir bardak şeker olması buna örnek verilebilir. Günlük olarak portakal tüketen bir kişinin obez olması için günde yüzlerce portakal yemesi gerekir. Buna karşılık, her gün 5-6 tane portakallı gazoz içmek ve sonunda obez olmak çok daha olasıdır. Bu şekilde, şekerin gıdalarda yoğunlaştırılması, istediğiniz kadar yemeyi ve yine de sağlıklı kalmanızı çok zorlaştırır.

Diğer bir sorun ise, meyveden elde edilen şekerin artık liflere bağlı olmaması, bunun da onu sabit bir kan şekeri kaynağı yerine ani bir kan şekeri kaynağı haline getirmesidir. Taze sıkılmış portakal suyu bile bütün portakaldan daha az sağlıklıdır çünkü şeker lifinden ayrılmıştır.

Paketli gıdaları daha az tüketerek ve doğal kaynaklardan dengeli bir şekilde şeker ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Şu an içgüdüsel olarak şekeri sevmeye meyilli olsak da aşırı tüketim sebebiyle obezite, kalp rahatsızlıkları, diyabet gibi şeker hastalıkları artmıştır. Bu artış, genlerimizin şeker tercihimizi azaltacak şekilde değişmesine sebep olabilir. Uzmanlar bu değişimin yüzyıllar içinde olabileceğini düşünmektedir. 

Benzer Makaleler
Beynimiz Doyduğumuzu Gerçekten 20 Dakikada Mı Anlıyor?
Çayın Fermente Hali: Kombucha Çayı
Böceklerden Gelen İlham: Kemik Onarımı için Yeni İmplantlar
Kafeinli Ürünlerin Vücudumuza Olan Etkileri Nelerdir?
Neden Kereviz Yemeliyiz?
Bir Eklem Görevi Gören Kalça Protezleri
Şizofreni Nedir? Şizofreni Belirtileri Nelerdir? Şizofreni Hastalığının Tedavisi Var Mı?
Hipertansiyon (yüksek tansiyon) Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Uykusuzluk Bencilliğe Sebep Olur Mu?
Şeker Hastalarının Yaraları Neden Geç İyileşir?
ANASAYFA
RASTGELE
KATEGORİLER
POPÜLER
EN YENİLER