Dünya üzerindeki tüm canlılardan yalnızca ikisi insan dilini konuşabilir: insanlar ve kuşlar. Kargalar ve kuzgunlar da dahil olmak üzere insan konuşmasını taklit edebilen birkaç kuş türü vardır. Papağanlar ise bu konuda kesinlikle en yetenekli olanlarıdır. Birçok sesi birçok aksanı taklit edebilir, birden fazla dil konuşabilir ve hatta TED konuşması yapabilirler.
Sesleri taklit etmeyi öğrenebilen tek kuş papağan değildir. "Konuşabilen" diğer bazı kuşlar arasında; kargalar, kuzgunlar, hint boğazlı muhabbet kuşları, muhabbet kuşları ve sultan papağanları da bulunur. Biz insanlardan tamamen başka bir hayvan sınıflandırmasına ait olan bu kuşlar sesleri çıkartmak için bizdeki gibi dişlere ve dudaklara sahip değillerdir. Hatta papağanların insanlardaki gibi ses telleri de yoktur. Papağanlar ses oluşturmak için biz insanların yaptığı gibi havayı ses tellerinin üzerinden itmezler. Bunun yerine havayı trakea (nefes borusu) üzerinden yönlendirmek için boğazlarındaki kasları kullanırlar. Trakeanın derinliğini ve şeklini değiştirerek farklı sesler çıkarırlar.
Psittacines (papağan ailesi) ve Passerines (ötücü kuş aileleri); çıkardıkları seslerini uyarmak, kur yapmak, yavrularıyla iletişim kurmak, bir bölgeyi savunmak veya savaşmak için kullanırlar. Bu nedenle çıkardıkları sesler büyük çeşitlilik gösterir. Yabani papağanlar iletişim kurmak için ses, ıslık, cıvıltı ve ciyaklama kullanır. Evcilleştirilmiş papağanlar ise aynı kuşların torunları olup, çıkardıkları sesler tanınabilir insan seslerine dönüşebilmektedir. Kuşların ses yetenekleri ve ayrıca ritim duyguları üzerine devam eden araştırmalar ile bu büyüleyici konu hakkında giderek daha fazla şey keşfedilmektedir.
Papağanlar beden diliyle de iletişim kurup duygularını gösterme yeteneğine sahiptirler. Ancak insanlardan farklı olarak papağanlar duygularını çoğunlukla vücut dilleri aracılığıyla iletirler. Bir papağanla iyi iletişim kurmak istiyorsanız vücut dili sinyallerinin ne anlama geldiğini öğrenmeniz gerekir. Biz insanlar da iletişim kurmak için beden dilini kullanırız. Fakat, kelime dağarcığımız binlerce kelimeyi aştığı için beden dili genellikle göz ardı edilir. Diğer memeliler ve kuşlar içinse beden dili tüm iletişimin yüzde doksanını oluşturur.
Papağanlardan duyduğumuz “konuşma” her türlü sesin taklididir. Papağanlar mükemmel ses öğrenicileridirler. Yani sesleri işiterek ve sonra taklit ederek kavrarlar. Diğer birçok kuş türü sesleri ayırt edip tekrarlayabilse de papağanlar işin uzmanıdır. Konuşulan kelimelerden gıcırdayan kapılara ve havlayan köpeklere kadar pek çok şeyi taklit ederler. Çoğu papağan sadece sahiplerini taklit eder. Taklit etmelerinin nedeni ise basitçe iletişim kurmak istemeleridir. Papağanlar oldukça sosyal canlılardır. Çevrelerindekilerle etkileşime girme ve uyum sağlama ihtiyacı hissederler. Evcil hayvan olarak bakıldıklarında bu kuşlar sahiplerini aileleri gibi görmekte ve onlarla iletişim kurmak istemektedir. Evcilleştirilen bir kuşun sahibi onun dilini öğrenemeyeceği için kuş, sahibinin dilini öğrenir. Bu kuşlar genellikle oldukça zekidir. Sesleri taklit etmeleri, dikkat çekmeleri ve sahipleriyle etkileşim kurmaları için bir yol haline gelir.
Papağan Alex
Uzmanlar, papağanların konuştukları çoğu kelimeyi anlamadıklarını düşünüyorlar. Uzmanların gözlemlerine göre bu kuşlar sözcükleri çevreleyen bağlamların farkındalar ve sözcüklerle ilişkilendirmeler yapabiliyorlar. Tim Wright adlı bir araştırmacı deneyimlerine göre bu konuyu şöyle değerlendirmiştir: “Örneğin bir papağan odaya girdiğinizde "Nasılsın?" diyorsa muhtemelen keyfinizi sormuyor. Yalnızca biri odaya girerken defalarca söylendiğini duyduğu kelimeleri taklit ediyor.” Yani burada papağan odaya girilmesi ile bu cümle arasında bir bağlantı kurmuştur. Wright, papağanların aynı zamanda heyecan ve kargaşayla ilişkilendirilen ifadelere ve seslere de ilgi duyduğunu ve bu nedenle kuşların küfür öğrenmede oldukça iyi olduklarını eklemiştir.
Ancak, profesyonel olarak eğitilmiş bazı papağanlar ne söylediklerini anlamayı öğrenebilmişlerdir. Böyle bir kuş olan Alex bir Afrika Gri Papağanıydı. Alex dili anlamak ve kullanmak için eğitilmişti. Böylece Alex, hayatının sonuna kadar 50 nesne, yedi renk ve altı şekil adlandırabilmiş ve hatta sekize kadar da sayabilmiştir.
İnsan dilini anlamak ve onu yeniden üretebilmek tamamen farklı iki beceridir. Papağanların ise tıpkı konuşamayacak kadar küçük çocuklar gibi konuşmasalar da söylediklerinizin çoğunu anlayabildiği iddia edilmektedir. Alex’in eğitmeni bunun doğruluğunu deneyimlediğinden bahsetmiştir. Alex’in birkaç kelimeden fazlasını konuşmadığı zamanlarda dahi çok daha fazla kelimeyi anladığını fark etmiştir. Bunu kanıtlar nitelikte başka bir gözlem de kaydedilmiştir: Amazon cinsi bir papağan, Almanca konuşan bir çiftle yirmi yıl yaşamıştır. Sonrasında ise sahiplerinden ayrılıp bir koruma alanına yerleştiğinde tek kelime Almanca konuştuğu hiç duyulmasa da herhangi bir ziyaretçi ona Almanca konuştuğunda heyecanla bir aşağı bir yukarı sallanarak tepkiler vermiştir.
Çevreleri ile iletişim kurabilmek için insan dilini dahi taklit edebilen bu kuşlar ve özellikle papağanlar bu konuda çok yeteneklidirler. Gözlemlerle de anlaşılmıştır ki belli bağlamlarda konuşulanları, sesleri, dilleri ayırt edebilir ve tepkiler verebilirler.