Van yöresine ait, kahvaltıları süsleyen meşhur otlu peyniri çoğumuz duymuşuzdur. Peynire tadını veren “suh bitkisi” ya da Latince ismiyle Heracleum persicum özellikle Van, Irak ve İran’da yetişen çok yıllık otsu çiçekli bir bitkidir. Peki suh bitkisini özel kılan nedir, lezzeti kadar sağlığa da olumlu etkileri var mıdır?
Suh bitkisinin halk arasında kullanımı genellikle peynire aroma katmak için oluyor. Normalde acı bir tadı olan bu bitkinin yaprakları ve gövdesi değerlendirilerek peynirle buluşturulup lezzetli bir kıvama getiriliyor. İran bölgesinde de oldukça yaygın kullanımı olan suh bitkisi, Golpar ya da Persian Hogweed olarak da bilinir. Bilim insanlarının da ilgisini çeken suh bitkisi içeriğindeki kimyasallar (furanokumarinler) sebebiyle araştırılmış ve antioksidan, antikonvülsan (kas kasılmasını önleme), antimikrobiyal, antifungal gibi özelliklere sahip olduğu keşfedilmiştir. Bu nedenle özellikle son yıllarda konvansiyonel ilaçların yan etkileri ile ilgili artan endişeler nedeniyle geleneksel tedaviye alternatif olarak kullanılabilecek bir ürün olabilme ihtimali ile tedavi amaçlı incelenmiştir. Bu konuda 2010 yılında İran’da yapılan bir çalışma sonucunda bu bitkinin gelecekte daha yeni terapötik uygulamalar için potansiyele sahip olduğu belirtildi.
Van yöresinde de peynir ile tüketimi sebebiyle çok yakından bilinen suh bitkisinin diyabet hastaları tarafından tüketildikten sonra olumlu sonuçlar alındığı iddiası üzerine bu bitki üzerinde çalışmalar yapılmıştır. Buna örnek olarak 2017 yılında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesindeki araştırmacı bir ekip tarafından yürütülen bir çalışmada diyabet hastalığı olanlara bir umut kaynağı olabileceği yönünde sonuçlara ulaşılmıştır. Bu çalışmada diyabet hastalığı olan sıçanlar üzerinde suh bitkisi özütünün etkisi araştırılmıştır. Bunun için sıçanlara Streptozotosin (STZ) verilerek diyabet oluşumu beklendi. STZ, pankreastaki beta hücrelerini seçici bir biçimde ve dönüşümsüz olarak tahrip ederek deneysel olarak diyabet oluşturmakta kullanılan bir maddedir. Bu maddenin uygulanmasının ardından sıçanlarda kan şekeri seviyesi yükseltilmiş oldu ve diyabet oluşturuldu. Diyabet oluşturulan sıçanlara suh bitkisinin özütünü 3 hafta boyunca belli dozlarda uygulayarak karaciğer, pankreas ve böbrek faaliyetleri incelendi. Bu süreçte bitki özütü uygulanan sıçanlarda 2. haftadan itibaren kandaki insülin (şeker) oranında ciddi bir azalma olduğu tespit edildi. 3 haftanın sonunda ise STZ almış sıçanların sağlıklı sıçanlarla benzer olduğu gözlemlendi. Ayrıca çalışmanın sonunda bu hayvanlar üzerinde yapılan bazı testlerle haemogram, biyokimya ve patoloji sonuçlarına bakıldığında sıçanların karaciğerlerindeki β (beta) hücrelerinin de yenilendiği gözlemlendi. Bununla birlikte, sıçanlarda terapi sonrasında insülin artışının olduğu, yapılan A1c, fasting ve haemoglobin testlerine göre de sağlıklı sıçanlarla benzer sonuçlara sahip oldukları tespit edildi. Bu sonuçlar diyabet üzerine yapılan çalışmalarda bilim dünyasına ilham oldu. Bunun en önemli sebebi ise bu konuda bugüne kadar yapılan diğer çalışmalarda diyabet için kullanılan ve kan şekeri seviyesini indirgeyen başka kimyasallar olmasına rağmen insülin artışını sağlayan ve β hücrelerini yenileyen başka madde olmadı. Böylece suh bitkisinin diyabet hastaları için çözüm yolu olabileceğinin de ilk adımı atılmış oldu.
2020 yılında yayımlanan bir başka çalışmada ise Alloxan (deneysel diyabet için kullanılan bir başka madde) kullanılarak diyabetli sıçanlar üzerinde suh bitkisinin etkisi incelenmiştir. Bu çalışmanın sonuçlarına göre "Alloxan" almış diyabetik sıçanlarda suh bitkisi özütünün verilmesi ile kan şekeri seviyesinin düştüğü, insülin ve IGF-I (insülin benzeri büyüme faktörü) seviyelerinin ise iyileştiği gözlemlenmiştir.
Önümüzdeki dönemlerde bu konunun genişletilmesi ve faz çalışmalarına geçilebilecek kadar ilerletilebilmesi için bu çalışmalar büyük bir ilham kaynağı olabilir. Bu nedenle suh bitkisinin sadece gıda amaçlı değil terapötik amaçlı olarak da kullanımı literatüre kazandırılmış oldu.
1. Atefeh, H., Azamia, M., & Abdolhamid-Angaj, S. (2010). Medicinal effects of Heracleum persicum (Golpar). Middle-East Journal of Scientific Research, 5(3), 174-176.
2. Yaman, T., Uyar, A., Celik, I., Alkan, E. E., Keles, O. F., & Yener, Z. (2017). Histopathological and immunohistochemical study of antidiabetic effects of Heracleum persicum extract in experimentally diabetic rats. Indian Journal of Pharmaceutical Education and Research, 51(3s2), 450-457.
3. Majidi, Z., Sadati Lamardi, S. N., Mohajjel-Nayebi, A., Vatankhah, A. M., Asnaashari, S., & Zakeri-Milani, P. (2020). Effects of Heracleum persicum Hydroalcoholic Extract on Insulin, Serum Anti-Oxidant Enzymes, Glucose, and Lipid Profiles in Alloxan-Induced Diabetic Rats. Iranian journal of medical sciences, 45(3), 199–206. https://doi.org/10.30476/ijms.2019.45805
4. Effat Souri, Hassan Farsam, Parisa Sarkheil & Fahimeh Ebadi (2004) Antioxidant Activity of Some Furanocoumarins Isolated from Heracleum persicum, Pharmaceutical Biology, 42:6, 396-399, DOI: 10.1080/13880200490885077
5. https://www.biomedya.com/suh-bitkisi-diyabet-hastaligina-care-olabilir-