Bazen insanların veya özellikle kuşlar olmak üzere hayvanların göremeyip çarptıkları cam aslında saydam olmayan bir kumdan üretilmektedir. Opak olan bir kum nasıl insanların bazen algılayamadıkları saydam bir cisme dönüşebilir?
Cam katı bir malzeme gibi davranmasının yanında sanılanın aksine akışkan bir maddedir. Âdeta kılık değiştirmiş bir tür tuhaf sıvı gibidir. Belki antik yapıların pencerelerinde kullanılan veya çok eskiden kalma objelerde cam malzemenin yer çekimi etkisiyle genellikle dalgalı ve eşit olmayan şekilde aşağıya doğru aktığını görmüşsünüzdür.
Aynı zamanda camın kimyasal olarak tepkimeye girme eğilimi oldukça azdır. Mesela cam kaplar, dolu oldukları maddelerin çoğu ile reaksiyona girmez. Bu nedenden dolayı cam, en çok kullanılan maddelerden biri olmasının yanı sıra tarihin en eski ve çok yönlü insan yapımı malzemelerinden biridir.
Aslında cam, erimiş ve kimyasal olarak dönüştürülmüş bir çeşit kumdur. Kullanılan özel kum, silika olarak da bilinen silikondioksit moleküllerinden oluşan küçük kuvars kristalleri tanelerinden oluşur. 1.700°C gibi oldukça yüksek bir sıcaklıkta erir. Kum, erime noktasına ulaştığında tam bir dönüşüme uğrar. Sıvı silikondioksit soğuduğu zaman tekrardan katı kristal hâle dönüşmemektedir.
Kuma ilaveten geri dönüştürülmüş cam, sodyum karbonat ve kalsiyum karbonat gibi kimyasal maddeler karıştırılır. Daha sonra oluşan karışım, bir fırında ısıtılır. Sıvı haldeyken istenilen şekle uygun olarak şekillendirmek üzere çeşitli kalıplara dökülür.
Cam yapımının süreçleri ve içeriğindeki bileşenleri, yapılan camın türüne bağlı olarak farklılık göstermektedir. Renkli cam yapmak için başka kimyasallar da eklenebilmektedir. Örneğin, yeşil renkli cam yapmak için erimiş kuma demir ve krom bazlı kimyasallar eklenir. Fırına dayanıklı borosilikat bir cam yapmak için de erimiş karışıma bor oksit eklenmektedir. Kurşun oksit eklemek ise camın daha kolay kesilmesini sağlar.
Her ne kadar cam şeffaf olsa ve güneş ışığını geçirse de çoğu standart cama UV ışınları nüfuz edememektedir. UV ışınları, cildimizi yanıklardan koruyan melanin pigmentinin üretilmesini sağlar. Melanin, radyasyon enerjisinin büyük bir bölümünü zararsız ısıya dönüştüren ve cilt hücrelerimizdeki genetik materyalin zarar görmesini engelleyen bir pigmenttir. Bu yüzden cam arkasından güneşlenmeye çalışmak çok başarılı bir şekilde sonuçlanmayabilir.