Konya Bilim Merkezi BilimUp
 / 

Kararlarımız Gerçekten Tamamen Bize Mi Ait? Ash Uygunluk Deneyleri

Gülnur Şener
9 dk
1757

Yaşamımız boyunca sayısız karar vermemiz gerekir. Kimi anlık karalar olup mühim olmasa da bazıları hayatımız için oldukça önemli olabilir. Peki ya verdiğimiz tüm kararlar gerçekten yalnızca bizim kararlarımız mıdır? Kararlarımızı tek başımıza tamamen hür irademizle mi alıyoruz? Yaşadığımız toplumun bu kararlarımız üzerinde etkisi var mıdır? Toplum içinde yaşamak o topluma uyum sağlamakla mümkündür. Bu uyum yanlış olduğunu bildiğimiz şeyleri dahi bize yaptırabilecek kadar güçlü olabilir mi?


Bugüne kadar bu gibi sorulara cevap arayan birçok psikolojik çalışma yürütülmüşütür. Bu çalışmalar arasında en ünlü olanlardan biri Asch uygunluk deneyleridir. Swarthmore Koleji'nden sosyal psikolog Solomon Asch tarafından yürütülen Asch uygunluk deneyleri, 1950'lerde yayınlanan ve grup içerisinde bireyin, gruba uyum sağlama gücünü gösteren bir dizi çalışmadır. Asch deneyleri bir kişinin kendi görüşlerinin içinde bulunduğu grubun görüşlerinden ne ölçüde etkilendiğini ortaya çıkarmak amacı ile tasarlanmış ve uygulanmıştır. Asch, insanların grubun geri kalanına uymak için gerçeği görmezden gelmeye ve yanlış bir cevap vermeye ne kadar yatkın olduklarını bu deneyler ile ortaya çıkarmıştır.

Uygunluk Nedir?

Uygunluk bir standarda veya sosyal tekdüzeliğe bağlı kalma ideolojisi olarak tanımlanabilir. Psikolojik terimlerle uygunluk, bir bireyin ait olduğu sosyal grubun söylenmemiş kurallarına veya davranışlarına uyma eğilimini ifade eder. Toplum içinde uyumlu olma eğilimi içinde olduğumuz ve olmadığımız durumlar vardır. Araştırmalar insanların, olabileceklerine inandıklarından çok daha fazla toplumun geri kalanına uymaya eğilimli olduklarını gösteriyor. Araştırmacılar, insanların sosyal normlara ne derece uyduklarını veya isyan ettiklerini uzun zamandır merak etmişleridr. Asch deneylerinde de insanların, hatalı olduğunu bilseler bile toplum baskısıyla uyum sağlamaya nasıl ve ne derece yönlenebilecekleriyle ilgilenmiştir. Asch uygunluk deneyinin amacı da uygunluğun gücünü göstermektir.

Ach Uygunluk Deneyleri

Asch deneyleri öncesinde Muzafer Sherif adlı bir sosyal psikolog, sıradan insanların bir grubun davranışına ne ölçüde uyacağını belirlemek için bir deney yapmıştır. Çalışmada, 3 katılımcı tamamen karanlık bir odaya getirilir. Ardından, bir duvardaki küçük bir ışık noktası gösterilir. Birkaç dakika boyunca katılımcılar ışığı izlediğinde artık onu hareket ediyormuş gibi görürler. Nokta aslında hareket etmez bu optik bir yanılsamadır. Daha sonra katılımcılardan ışık noktasının ne kadar uzağa hareket ettiğini tahmin etmeleri istenir. Bu tahminler yüksek sesle yapılır ve tekrarlanan denemelerde, üç kişilik her grubun bir tahminde birleştikleri gözlemlenmiştir. Çalışmanın ana bulgusu, grupların kendi algılarını sosyal normlar ile bulmalarıdır. Bu deney sonrasında Solomon Asch bir başka uygunluk testi tasarlamıştır. Asch, Şerif'in uygunluk deneyindeki ana sorunun, ışık noktasının ne kadar uzağa hareket ettiğine dair doğru bir yanıt olmaması olduğunu düşünmüştür. Çünkü buradaki hareket sadece optik bir yanılsamadır. Doğru cevap olmadığında bir kişinin topluma uygunluğuna dair bir sonuca varılamayacağını düşünmüştür. Bunun üzerinde Solomon Asch, grubun çoğunluğundan gelen sosyal baskının bir insanı uyum sağlama konusunda ne ölçüde etkileyebileceğini araştırmak için deneyler geliştirmiştir.


Asch Deneyleri Nasıl Yapılmıştır?

1950'de Solomon Asch sosyal psikolojide artık klasik olarak kabul edilen bir deney tasarlamıştır. Asch topluma uygunluğu incelemek için tasarladığı bu laboratuvar deneyinde ABD'deki Swarthmore College'dan 50 erkek öğrenciyi bir görüş testine tabii tutmuştur. Bu deneyde basit bir çizgi yargılama sorusu ve bariz bir doğru cevap vardı. Deneylerde, katılımcı gruplarından gösterilen kartların üzerindeki çizgilerin uzunluklarını eşleştirmeleri istendi. Bununla birlikte, her grupta yalnızca bir gerçek katılımcı vardı, grubun geri kalanları ise yanlış cevap vermeleri talimatı verilen konfederasyonlar yani işbirlikçilerdi. Asch, bu çizgileri eşleştirme görevini kullanarak saf bir katılımcıyı yedi iş birlikçinin olduğu bir odaya koydu. İşbirlikçiler, çizgi görevi kendilerine sunulduğunda yanıtlarının ne olacağı konusunda önceden anlaşmışlardı. Gerçek katılımcı ise bunu bilmiyordu ve diğer yedi katılımcının da kendileri gibi gerçek katılımcılar olduğuna inandırıldılar. Odadaki herkes hangi karşılaştırma çizgisinin (A, B veya C) hedef çizgiye en çok benzediğini yüksek sesle söylemek zorundaydı. Cevap her zaman açıktı. Gerçek katılımcı sıranın sonuna oturdu ve cevabını en son verdi. Toplamda 18 deneme yapıldı ve konfederasyonlar kritik denemeler olarak adlandırılan 12 denemede yanlış cevap verdiler. Bu kritik denemelerin amacı, katılımcıların gruptaki diğerlerinin nasıl tepki verdiğine uymak için cevaplarını değiştirip değiştirmeyeceğini görmekti. Asch bu kritik denemelerde gerçek katılımcının, grubun çoğunluğun görüşüne uyup uymayacağını görmekle ilgilendi. Asch'in deneyinde ayrıca hiçbir konfederasyonun olmadığı, yalnızca "gerçek bir katılımcının" olduğu bir kontrol koşulu da vardı.


Asch Deneyi Sonuçları Nelerdir?

Yürütülen deneyin sonucunda Asch, her bir katılımcının çoğunluğun görüşüne uyma oranını ölçmüştür. Ortalama olarak, bu duruma düşen katılımcıların %32'sinin kritik denemelerde açıkça yanlış olan cevabı vererek çoğunluğa uyduğu belirlenmiştir. 12 kritik deneme sonucunda ise katılımcıların yaklaşık %75'inin en az bir kez uyum sağlayarak yanlış cevap verdiği, %25'inin ise hiçbir zaman uyum sağlamadığı görülmüştür. İşbirlilçilere uyma baskısı olmayan kontrol deneyinde ise katılımcılardan neredeyse hiç biri yanlış cevap vermemiştir.

Uygunluğu Etkileyen Faktörler Nelerdir?

Asch deneylerinin sonunda katılımcılara neden grubun geri kalanıyla aynı fikirde oldukları sorulmuştur. Çoğu katılımcı grubun geri kalanının hatalı olduğunu bildikleri halde alay konusu olma riskini almak istemediklerini belirtmişlerdir. Katılımcılardan birkaçı ise grubun diğer üyelerinin cevaplarının doğru olduğuna gerçekten inandıklarını öne sürmüşlerdir. Bu sonuçlar, uygunluğun hem uyum sağlama ihtiyacından hem de diğer insanların daha akıllı veya daha bilgili olduğuna dair inançtan etkilenebileceğini göstermektedir. Asch'in deneylerinde görülen uygunluk seviyesi göz önüne alındığında uygunluk, uyaranların daha belirsiz veya yargılamanın daha zor olduğu gerçek yaşam durumlarında daha da güçlü olabilir.


Asch, insanların nasıl ve ne zaman uyum sağladığını hangi faktörlerin etkilediğini belirlemek için daha fazla deney yapmaya devam etmiştir. Daha sonraki denemelerde hangi durumsal faktörlerin uygunluk düzeyini etkilediğini araştırmak için prosedürü yani bağımsız değişkenleri değiştirmiştir. Yapılan tüm deneyler sonucunda elde ettiği sonuçlara göre uygunluğu etkileyen faktörler ve çıkarımları da şu şekilde listelenebilir:

  • Uygunluk, daha fazla insan bulunduğunda artma eğilimindedir. Ancak, grup büyüklüğü dört veya beş kişiyi aştığında çok az değişiklik olur.
  • Uygunluk, görev zorlaştığında da artar. Belirsizlik karşısında, insanlar nasıl tepki verecekleri konusunda bilgi almak için başkalarına başvururlar.
  • Grubun diğer üyeleri daha yüksek bir sosyal statüye sahip olduğunda uygunluk artar.
  • İnsanlar, gruptaki diğer kişileri kendilerinden daha güçlü, etkili veya bilgili olarak gördüklerinde grupla birlikte hareket etme olasılıkları daha yüksektir.

İnsanlar özel olarak yanıt verebildiklerinde uygunluk azalma eğilimindedir. Araştırma ayrıca, insanların bir gruptaki en az bir kişiden destek almaları durumunda uyumluluğun azaldığını göstermiştir. Bunun nedeni, daha az grup baskısı olması ve gruptan reddedilme korkusu olmadığı için normatif etkinin o kadar güçlü olmamasıdır.

Asch Uygunluk Deneylerine Yönelik Eleştiriler

Asch uygunluk deneyleri, psikoloji tarihinin en ünlü deneyleri arasındadır. Asch deneyleri, insanların grup normları açıkça yanlış olsa bile bu normlara uymaya yatkın olduklarını göstermiştir. Bu deneyler, grup baskısının bireysel davranış üzerindeki güçlü etkisini vurgulayarak, sosyal etki ve uygunluk anlayışını önemli ölçüde etkilemiştir. Bu deneyler uygunluk ve grup davranışı üzerine çok sayıda ek araştırmaya da ilham vermiştir. Araştırmacıların, inançlarımızı ve davranışlarımızı şekillendirmede sosyal normların ve grup dinamiklerinin önemini anlamalarına yardımcı olmuş ve sosyal psikoloji çalışmaları üzerinde önemli bir etkisi olmuştur. Asch deneyleri, insanların nasıl, neden ve ne zaman uyum sağladığı ve sosyal baskının davranış üzerindeki etkileri hakkında önemli bilgiler sağlamıştır. Asch'in uygunluluk deneylerine yönelik en büyük eleştirilerden biri ise katılımcıların neden uymayı seçtiklerinin nedenlerine odaklanıyor olması hakkındadır. Bazı eleştirmenlere göre bireyler, grubun geri kalanına uymaya yönelik gerçek bir arzudan ziyade çatışmadan kaçınmak için gerçekten motive olmuş olabilir. Diğer bir eleştiri de laboratuvardaki deneyin sonuçlarının gerçek dünya durumlarına genellenemeyebileceğidir. Pek çok sosyal psikoloji uzmanı, gerçek dünyadaki durumlar laboratuvardaki kadar net olmayacağını belirtmişleridir. Gerçek sosyal baskının muhtemelen çok daha fazla olduğuna ve bunun konformist davranışları önemli ölçüde artırabileceği düşünülmüştür.

Uygunluğun Olumsuz Etkilerinden Bazıları Nelerdir?

Uygunluk, bireyler ve toplum üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir. Bireyin yaratıcılığını ve bağımsız düşünme kapasitesini sınırlayabilir. Toplumdaki zararlı sosyal normları ve uygulamaları teşvik edebilir. Bireyin kişisel gelişmine ve kendini ifade etme yeteneğine ket vurabilir. Kişiler grubun inançlarına veya eylemlerine meydan okumaktan korkabileceğinden, uygunluk bir grup içinde yanlış bilgi ve zararlı davranışlar yayabilir.

Uyum İtaatten Farklı Mıdır?

Uygunluk, kişinin davranışını veya inançlarını, bu inançlar veya davranışlar kişinin kişisel görüşleriyle tutarlı olmasa bile, bir grubun normlarına uyacak şekilde ayarlamayı içerir. Öte yandan itaat, bir otorite figürünün emirlerini genellikle sorgulamadan veya eleştirel düşünmeden takip etmeyi içerir. Uyum sosyal etkiyi içerir ve bir gruptan gelen örtük sosyal baskıya yanıttır. İtaat ise genellikle bir otorite figüründen gelen açık bir istek veya talebe yönelik yanıttır.

Benzer Makaleler
Herkesten Üstün Olduğunu Zannetmek: Narsizm
Görgülü Kuşlar Neden Gördüğünü İşler?
“Öpeyim De Geçsin!” Sözü Bilimsel Bir Gerçekliğe Sahip Olabilir Mi?
“Her Şey Senin Kafanın İçinde!”: Dijital İletişimde Şiddet
Öfke Duygusu Hedefinize Ulaşmanızı Kolaylaştırır Mı?
Şarkılar Neden Aklımızda Bozuk Plak Gibi Çalıp Durur?
Nostalji Sevmeye Programlı Olabilir Misiniz?
Düzeni Sağlamak; Kırık Camlar Teorisi
Parkinson Yasası  Nedir?
Cahil Cesareti: Dunning-Kruger Sendromu
ANASAYFA
RASTGELE
KATEGORİLER
POPÜLER
EN YENİLER