Konya Bilim Merkezi BilimUp
 / 

En Ölümcül Salgın Kara Ölüm

Nazlı Ecem Görü
5 dk
1264

Kara Ölüm olarak da bilinen Kara Veba, insanlık tarihinde kaydedilen en ölümcül hastalıktır. 1346-1353 yılları arasında Avrupa’yı kasıp kavuran, neredeyse 75-200 milyon insanın ölümüne neden olan küresel bir salgındır. Kara veba sebebiyle küresel nüfusta %17-54 arası, Avrupa nüfusunda ise %30-60 arası azalma meydana gelmiştir. Hasta olan kişilerin bedenlerinin öldükten sonra kısa süre içinde mor-siyah renk alması ve yaraların renginin de siyah olması nedeniyle kara ölüm olarak adlandırılmıştır.


Veba Nasıl Ortaya Çıktı?

Vebanın farelerden bulaştığı kanısı yaygındır, ancak gerçekte Yersinia pestis adlı bakteriyi yayan bir tür piredir ve fareler de bu hastalığın kurbanıdır. Tarihte veba salgınlarından önce şehirlerde toplu fare ölümleri olduğu görülmüş, ölü farelerle temas eden insanların, pire ısırması nedeniyle bu hastalığa maruz kaldıkları daha sonra ise vücutlarındaki pireleri birbirine bulaştırdıkları tespit edilmiştir.

Hastalık ilk olarak Orta Asya’da ortaya çıkmış, Moğol savaşçı ve tüccarlar aracılığıyla Kırım’a yayılmıştır. Karadeniz’den çıkan ticaret gemilerindeki fareler aracılığıyla taşınan veba, İtalya üzerinden Avrupa’ya girmiştir.

Gelişmiş ülkelerin tamamında ve gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda hastalık görülmemesine rağmen Asya ve Afrika kıtalarının bazı bölgelerinde hâlen görülebilmektedir. Bunun sebebi ise domuz, yılan ve fare gibi hayvanların tüketiminin devam etmesi ve bu tüketimin hijyen olmayan ortamlarda yapılmasıdır.

Vebanın Belirtileri Nedir?

Hastalık, virüs vücuda girdikten sonra 2-8 gün içerisinde kendini gösterir. Hastada aniden başlayan baş ve sırt ağrıları, ateş, titreme, kusma, nefes darlığı, halsizlik, deri lekeleri ve deri altı kanamaları, burun kanaması, kan tükürme, kasık ağrıları ve devamlı dalgınlık görülür. Dil kahverengi ve kurudur.

Kasıkta ve koltuk altında yani lenf bezlerinde ağır bir şişliğe sebep olur ve bu tüm vücudu saran siyah yaralara dönüşür. Bu yaralar vücuttaki iç kanamalar sebep olur.


Hastalığın belirtileri dönemin yazarları tarafından betimlenmiştir. Özellikle İtalyan yazar Boccaccio’nun 1353’de yazdığı Decameron eserinin ön sözü buna örnek teşkil etmektedir. Galli şair Ieuan Gethin, 1349’da kendi gözleriyle gördüğü siyah yaraları belki de en iyi biçimde tanımlayanlardan biridir:

“Aramızda dolaşan ölümü, siyah bir duman gibi görüyoruz. Gençleri öldüren bir veba, müsamaha etmeye merhameti olmayan asılsız bir hayalet… Koltuk altımda elma şeklinde, bir soğanın başı gibi, kimsenin canını bağışlamayan ufak bir çıban gibi… Zavallı ben! Tanıklık etmesi muazzam, yanan bir kül gibi, yaslı kül rengi… Kuru börülcenin tohumuna benziyor, deniz kömürünün kırılgan parçaları… Kum midyelerinin kabuklarının külleri, karışık katlı, kara vebaya benzeyen üç kuruş, orman meyveleri gibi kara…”

Veba Nasıl Etkisini Kaybetti?

Orta Çağ’daki doktorların bakteri gibi mikroskobik organizmalar hakkında hiçbir fikri yoktu, bu sebeple tedavi konusunda bilgisiz ve çaresizdiler. İnsanlara yardım etme şanslarının en yüksek olduğu önleme aşamasında ise modern standartlara kıyasla çok kötü sağlık önlemleri ile engellenmeye çalışılmıştı. Bir diğer faydalı strateji, bölgeleri karantina altına almak olabilirdi fakat insanlar veba nerede oluştuysa oradan panikle kaçtıkları için bilmeden hastalığı kendileriyle taşıyıp daha uzağa yaydılar, kalan kısmın icabına da fareler baktı.

O dönem çoğu insan yıkanmanın derideki gözenekleri açtığı ve hastalığın bu şekilde vücuda girdiğine dair bir söylentiye inandı ve tüm Avrupa’da insanlar yıkanmayı bıraktı. Bu durum hastalığın bulaşıcılığını arttırmakla birlikte hijyeni yok ettiği için vebanın etkisini geçirmeye çalışmakta daha da geri gittiler. Buna karşın tedavi bulma ve buna yardımcı olma çabaları tamamen yok olmuş değildi: Ezilmiş yumurta kabukları, kadife çiçeği, bira ve şeker pekmezi karıştırılarak hazırlanan bir karışım yaraların üzerine sürülüyor, hastanın şiş lenf bezleri üzerine canlı bir tavuk bağlanıyordu. Hastalığa yakalanmamak için insanlar yanlarında çeşitli ot ve baharatlardan oluşan poşetleri taşıyordu.

Tarihçiler, hastalığı tam olarak neyin durdurduğu ve yavaşlattığı konusunda hiçbir zaman ortak bir karara varamamışlardır. Vebanın limandan limana hareket eden gemiler ve denizciler tarafından yayıldığı anlaşıldığında yetkililer tüm gemileri içlerindeki denizcilerin veba hastalığı taşımadıkları netleşene kadar tecrit altında tutarak (karantina), limanlardaki her bir gemiyi en ince ayrıntısına kadar temizleyerek salgının yayılmasını yavaşlatabilmişlerdir. Denizciler başlangıçta 30 gün (trentino) sonrasında 40 güne çıkarılan bir süre izole edildiler ki karantina adı verilen bu uygulama ve terim neredeyse tüm dünya dillerine geçmiş olup, bugün hala kullanılmaktadır.

Karantina dışında, Modern kanalizasyon sistemlerinin inşa edilmesi, kitlesel nüfusun azalması, Avrupa’da gidip gelen insan sayısının azalması ve halk sağlığı uygulamalarının başlatılması hastalığın etkisini büyük ölçüde azaltmışsa da tamamen ortadan kaldırmamıştır. Kara Ölüm ’ün tedavisi günümüzde antibiyotik kullanımıyla beraber mümkün olmakla birlikte Dünya Sağlık Örgütü’ne göre her yıl dünyanın çeşitli yerlerinde hala 1.000 ila 3.000 arasında veba vakası görülmektedir.


Kaynakça
  1. Anonymous. Chambers Dictionary of World History. Chambers Harrap, 2018. 
  2. Coss, P. Heraldry, Pageantry and Social Display in Medieval England by Peter Coss. Boydell Press, 2018. 
  3. Daniels, P.S. National Geographic Almanac of World History, 3rd Edition. National Geographic, 2014. 
  4. Davies, N. Europe. Harper Perennial, 1998. 
  5. Keen, M. The Penguin History of Medieval Europe. Penguin Books, 1991.
  6. Leyser, H. Medieval Women. Weidenfeld & Nicolson, 2002.
  7. www.ozhanozturk.com 
  8. How Yersinia pestis evolved its ability to kill millions via pneumonic plague (theconversation.com) 
  9. https://www.nature.com/articles/s41586-022-04800-3 
  10. https://www.britannica.com/event/Black-Death/Cause-and-outbreak 
  11. https://www.medicalnewstoday.com/articles/scientists-may-finally-know-where-the-black-death-plague-came-fromutm_source=Sailthru%20Email&utm_medium=Email&utm_campaign=MNT%20Daily%20News&utm_content=2022-06-22&apid=32587717&rvid=e3b0c44298fc1c149afbf4c8996fb92427ae41e4649b934ca495991b7852b855 
  12.  Callaway E. Ancient DNA traces origin of Black Death. Nature. 2022 Jun;606(7915):635-636. doi: 10.1038/d41586-022-01673-4. PMID: 35705867. doi: https://doi.org/10.1038/d41586-022-01673-4 
  13. UpToDate: “Epidemiology, microbiology and pathogenesis of plague (Yersinia pestis infection),” “Clinical manifestations, diagnosis, and treatment of plague (Yersinia pestis infection).” 
Benzer Makaleler
Cezeri'nin Su Çarkı ile Çalışan Su Tulumbaları
Mikroskop Nedir? Mikroskopların Özellikleri Nelerdir?
Karanlık Bilim: Biyolojik Silahlar Nasıl Ortaya Çıktı?
Anestezi Keşfedilmeden Önce Cerrahlar Ameliyatları Nasıl Yapıyorlardı?
Tuvaletin İlginç Tarihi
Ölçü Birimleri Nasıl Ortaya Çıktı?
Kan Gruplarının İlginç Keşfi
Talidomid Faciası: Doğuştan Sakatlıkların Hikayesi
Orta Çağda Bilim Ve Tıpın Öncüsü: İbn-i Sina
Türk Üçgeni
ANASAYFA
RASTGELE
KATEGORİLER
POPÜLER
EN YENİLER