Depremler, savaşlar, maden göçükleri sonrasında insanlarda meydana gelen crush sendromunu belki duymuşsunuzdur. "Ezilme sendromu" olarak da adlandırılan crush sendromu, enkaz sonrası oluşan can kayıplarının en önemli sebeplerinden biridir.
Crush Sendromu, doğal afetler ve/veya savaş gibi olaylara maruz kalmış kişilerde oluşabilen ciddi bir klinik durumdur. Deprem sonrası enkaz altından çıkarılan kişilerde görülebilen Crush sendromu; vücudun bir kısmının veya tamamının ezilmesi, vücuttaki herhangi bir organın uzun süre sıkışması, vücudun baskıya maruz kalması ve hareketsizliği sonucunda ortaya çıkmaktadır.
Crush sendromu yaşayan kişilerde halsizlik, kas şişmesi, şiş uzuvlar, kahverengi/koyu renkli idrar, düşük tansiyon, kalp ritminde aksama, solunum yetmezliği gibi sağlık sorunları meydana gelebilmektedir. Sağlık çalışanları ve arama kurtarma ekibi, enkaz altından çıkarılan kişilerde bu durumları gözlemlemeden önce crush sendromu ihtimalini göz önünde bulundurmaktadır. Elbette, kişilerin sendromun etkilerinden kurtulabilmesi için durumun en kısa sürede tespit ve tedavi edilmesi gerekmektedir. Bu sebeple, deprem bölgelerinde enkazdan çıkarılan kişilerin, acilen profesyonel tedavi görmesi ve deprem bölgelerindeki doktor ve sağlık personellerinin yeterli tıbbi ekipmana ulaşabilir olması hayati önem taşımaktadır.
Crush Sendromu, özellikle böbrekler üzerinde olumsuz bir etki bıraktığından bu etkileri önlemek adına çok erken ve hızlı davranmak gerekmektedir. İleri seviyelerde crush sendromu böbrek yetmezliğine neden olabilmektedir. Bu sebeple, crush sendromu yaşayan bir hasta tedavi edilirken öncelikle böbrekleri üzerindeki etki azaltılmaya çalışılmaktadır. Hastaya ilk olarak serum takılmaktadır. Eğer enkazdan kurtarılanlara ilk yardım müdahalesiyle ilk etapta serum vermek mümkün değilse, yine ilk olarak hastaya ağız yoluyla su verilmektedir. Ancak özellikle meyve suyu gibi potasyum değeri yüksek içeceklerden kaçınılmalıdır. Enkazdan kurtulanların ilk yardım müdahalesinin profesyonel sağlık ekiplerince yapılması önem arz etmektedir. Bilinçsizce yapılan herhangi bir adım hayati tehlike yaratabilmektedir.
Araştırmalar, crush sendromunun gelişmesi için en az 4 saatlik basınç gerektiğini göstermiştir. Ayrıca bazı araştırmalar, sendromun 1 saat içinde dahi geliştiğini ortaya çıkarmıştır. Crush sendromu, ilk olarak 1940 yılında Nefroloji Uzmanı Bywaters tarafından ortaya konulmuştur. Bywaters, 1941 yılında Londra bombardımanı sırasında enkaz altında 3-4 saat kalıp canlı kurtarılan ve tek bir uzvun sıkışması dışında hiçbir yarası olmayan hastayı incelemiştir. Hastada, enkaz altından çıkarıldıktan bir süre sonra kan basıncında düşme, idrar miktarında azalma ve kan üre seviyesinde artış olduğunu gözlemlemiştir. Bu durum üzerine yaptığı araştırmalar sonrasında Bywaters, ezilen kaslardan açığa çıkan zararlı maddelerin bu sendroma yol açtığını belirtmiştir. Birkaç yıl sonra da tavşanlar üzerinde yaptığı deneyler sonucunda, crush sendromuna neden olan maddenin kas yıkımıyla ortaya çıkan miyoglobin adlı bir protein olduğunu açığa çıkarmıştır. Dr. Bywaters, kas hasarı sonucunda gelişen ve böbreklerin çalışmasını bozan bu sendromun düzeltilmesi için en kısa sürede kan basıncının yükseltilmesi ve hasarlı uzvun çıkarılması -ampute edilmesi- gerektiğini belirtmiştir.