Geleneksel Türk kültürünün vazgeçilmez lezzetlerinden biri olan yoğurt, günlük beslenmemizde sıklıkla kullanılmakta olup sofralarımızı zenginleştirmektedir.
Yoğurt, dünya çapında en çok tüketilen süt bazlı ürünlerden biridir. Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından sütün Streptococcus thermophilus ve Lactobacillus delbrueckii ssp tarafından fermantasyon işlemiyle üretilen bir süt ürünü olarak tanımlanmaktadır. Yoğurt bu iki bakterinin birlikte çalışarak sütteki laktozu laktik aside çevirmeleriyle oluşur. Kanada yasalarına göre bir ürün "yoğurt" adını kullanmak için bu iki bakteriyi içermek zorundadır.
Süt ürünü olan yoğurdun ilk fermentasyonunun kaynağı bilinmiyor. Bu konuda en yaygın görüş keçi derisinden veya midesinden yapılan tulumlara konan sütün, ortamdaki enzimlerin ve bakterilerilerin etkisiyle yoğurt oluşturmasıdır. Karınca yuvası girişindeki toprağın veya karınca yumurtalarının da yoğurt mayası olarak kullanıldığı görüşler arasında mevcuttur.
İlk yoğurdun ne zaman yapıldığı bilinmemekle beraber kökeninin Orta Avrupa'ya dayandığı konusunda ortak görüşler mevcuttur. Yoğurt kelimesi ilk kez Türkler tarafından 8. yüzyılda kullanılmaya başlanmıştır. Değişik şekillerde söylenen bu sözün “yoğurmak, yoğurtmak” tan geldiği düşünülmektedir.
Yoğurt tüketiminin antimikrobiyal özellik, mide bağırsak enfeksiyonlarına karşı aktivite, antikanser etki ve bağışıklık sistemini düzenleyici faydaları vardır. Yoğurt tüketiminin sağlığa faydaları konusunda artan farkındalıkla birlikte yoğurdun dünya çapında popülaritesi ve ticareti artmış, çok sayıda yoğurt çeşidi üretilmiştir.
Sonuç olarak; yoğurt mayalamak denilince yoğurdu yoğurtla çoğaltmak akla gelse de yoğurdun mayalanmasını sağlayan bakterileri diğer besin maddelerini de mayalamada kullanabiliriz. Yoğurdu bilinçli bir şekilde tüketmek için onun hangi faydaları olduğunu bilmemiz de önem taşımaktadır.