Konya Bilim Merkezi BilimUp

Tutkal ve Arkasındaki Bilim

İlknur İyigökler
5 dk
2739

Tutkal, insanlık tarihinde önemli bir yapısal malzeme olarak uzun bir geçmişe sahiptir. Tutkal ile diğer yapıştırıcı maddeler arasındaki fark, yapıştırıcının organik maddelerden elde edilmesi, yapıştırıcıların ise çoğunlukla kimyasal olarak üretilmesidir. Mısır'dan Mezopotamya'ya, geleneksel sanat eserlerinden inşaat projelerine kadar geniş bir kullanım yelpazesine sahip olan tutkal, zaman içinde hem teknik hem de ticari açıdan büyük bir öneme sahip olmuştur. Tutkal günümüzde, evlerde ve endüstride vazgeçilmez bir malzeme olarak hayatımıza devam etmektedir.

Tutkal Nasıl Üretilir?

Tutkal, esas olarak hayvan dokularından elde edilen kollajen bazlı organik maddelerden üretilir. Kollajen, hayvan dokularında bulunan ve tutkalların yapısında güçlü yapışma özellikleri sağlayan bir protein olup, bağ dokularından elde edilen doğal makromoleküller içermektedir. Üretim süreci genellikle hayvan derileri, kemikler, tendonlar ve balık parçaları gibi ham maddelerin işlenmesiyle başlar. İlk aşamada bu malzemeler temizlenir ve suya batırılarak yumuşatılır. Ardından, kireçli su banyolarında şişirilir ve temizlenir, kireç kalıntıları asidik çözeltilerle giderilir.

Bu yumuşatılmış ve temizlenmiş materyaller, kaynar su içinde pişirilir. Bu pişirme işlemi, malzemelerin parçalanarak tutkala dönüşmesini sağlar. Genellikle 70°C gibi belirli bir sıcaklıkta ve birkaç kez tekrar edilen pişirme işlemleri sonucunda, tutkal sıvısı elde edilir. Bu sıvı, safsızlıkları temizlemek ve berraklaştırmak amacıyla şap veya asit eklenerek arıtılır.

Tutkal sıvısı daha sonra koyulaştırılır ve çeşitli katkı maddeleri eklenir. Kükürtlü asit, fosforik asit ve çinko oksit gibi maddeler, tutkalın rengini ve özelliklerini düzenler. Son aşamada, tutkal çeşitli şekillerde kurutulur ve sertleştirilir, genellikle levha veya blok halinde soğutulur. Bu aşamadan sonra, ticari kullanım için tüplere veya kaplara dökülür. Bu üretim süreci, tutkalın işlevsel ve estetik özelliklerini belirleyerek, endüstriyel ve günlük kullanımlarda etkili olmasını sağlamaktadır.


Tutkal Nasıl Bu Kadar İyi Yapıştırmaktadır?

Yapıştırıcı ve yapıştırılacak nesne arasındaki yapışma olayı; oldukça karmaşık reaksiyonları ve birçok değişkeni içermektedir. Yapışma fiziksel olarak tutkalın, küçük gözeneklerin içine nüfuz etmesiyle veya kimyasal reaksiyon mekanizmalarıyla gerçekleşebilir. Tutkal ve malzeme arasında kimyasal etkileşimler zayıf (elektrostatik kuvvetler) veya güçlü kimyasal bağlar (iyonik, kovalent) ile ilişkili olabilmektedir. Ayrıca hidrojen bağlarıyla da yapıştırma gücünün ilgisi çoktur.

Tutkallar, malzeme yüzeyleri ile etkileşimlerinde genellikle hidrojen bağları kullanır, çünkü doğal yapıştırıcılar, özellikle kollajen gibi protein bazlı yapılar, bu tür bağlardan oluşmaktadır. Kollajen, güçlü hidrojen bağları içerir ve bu bağlar, yüzeylerle etkili bir yapışma sağlar. Hidrojen bağları, moleküller arasındaki zayıf çekim kuvvetlerini artırarak, doğal yapıştırıcıların güçlü yapışma özelliklerini destekler. Öte yandan, sentetik tutkallar epoksi gibi, daha güçlü kovalent ve iyonik bağlar kullanarak kalıcı ve sağlam bağlar oluşturmaktadır. Bu nedenle, doğal ve sentetik tutkallar arasındaki fark, kullanılan kimyasal bağların türünden kaynaklanır.

Tutkalın Tarihi Nedir?

En eski kanıtlar, Fransa'nın Lascaux kentindeki Neandertallerin mağara resimlerinde bulunmuştur. Bu eski topluluklar, tutkalın ham maddesi olarak hayvan parçaları veya balık kullanmışlardır. Mağara duvarlarındaki resimlerin dayanıklılığını artırmak içinse boyalarıyla tutkal karıştırmışlardır. İlk tutkal formülasyonlarına dair kesin kayıtlar bulunmasa da, Mısır'da en az 3500 yıl öncesine kadar kullanıldığı bilinmektedir.

Antik çağlarda, Romalılar ve diğer eski medeniyetler balık ve hayvan kaynaklı tutkal kullanımını belgelemişlerdir. Balık tutkalı özellikle resim malzemelerinde, özellikle tezhipli el yazmalarının yaldızlarında ve fresklerde bağlayıcı olarak kullanılmıştır. Orta Çağ'da, balık tutkalı restorasyon ve boyama alanlarında yaygın olarak kullanılmıştır ve kaliteli altın resimleri için ideal bir bağlayıcı olduğu kabul edilmiştir.

Tutkal, tarih boyunca mobilya yapımı gibi çeşitli alanlarda kullanılmıştır. Özellikle on altıncı yüzyıldan on dokuzuncu yüzyılın sonlarına kadar, tutkal mobilya yapımında yaygın bir biçimde kullanılmıştır. Ancak, modern kimya ve plastik endüstrilerinin gelişimi, tutkalın çeşitliliğini artırmış ve kullanım alanını genişletmiştir.

Özellikle 1930'larda başlayan kimya ve plastik endüstrilerindeki patlama, tutkal endüstrisini dönüştürmüştür. İkinci Dünya Savaşı döneminde ortaya çıkan teknolojik gelişmeler, neoprenler, epoksiler ve akrilonitriller gibi kimyasal olarak tasarlanmış yapıştırıcıların ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bu gelişmeler, 1940’ların sonuna doğru yapıştırıcıların sadece askeri amaçlarla değil, aynı zamanda günlük tüketici kullanımı için de yaygın olarak sunulmasını sağlamıştır.

Günümüzde, tutkal endüstrisi oldukça çeşitlidir ve su geçirmez yapıştırıcılar gibi özel ihtiyaçları karşılamak üzere birçok farklı formülasyon mevcuttur. Ayrıca, tutkalın endüstriyel kullanımı, kolloidler gibi diğer alanlarda da yaygın olarak kullanılmaktadır.

Kaynakça
  1. Brandis, R. L. (1990). Animal glue. In Handbook of adhesives (pp. 123-134). Springer US.
  2. Schellmann, N. C. (2007). Animal glues: A review of their key properties relevant to conservation. Studies in Conservation, 52(sup1), 55-66.
  3. Darrow, F. L. (1930). The story of an ancient art, from the earliest adhesives to vegetable glue. Perkins Glue Company.
  4. Gug, R. (1975). Medieval glues...sounded well! The Fellowship of Makers and Restorers of Historical Instruments, 36-43.
  5. The American Institute for Conservation. (2000). A history of fish glue as an artist's material.
  6. Science ABC. (n.d.). How is glue made? Retrieved from https://www.scienceabc.com/eyeopeners/how-is-glue-made.html
Benzer Makaleler
Mor Yiyeceklerin Mucizesi: Antosiyanin
Bazı Yiyeceklerin Kokusu Neden Ciltte Kalır?
Doğanın Süper Maddesi: Kauçuk
İçilebilir Su Türleri Nelerdir?
Bilinenin Aksine Tuzlu Yiyecekler  Susatmıyor, Acıktırıyor
Zorlu Ortamların Severleri: Ekstremofiller
Temel Reis Yalan Mı Söylüyor!
Çok Güldüğümüzde Neden Midemiz Ağrır?
Çok Düşününce Neden Çok İş Yapmış Gibi Yoruluruz?
2022 Bilimin En'leri
ANASAYFA
RASTGELE
KATEGORİLER
POPÜLER
EN YENİLER