Tetris denildiğinde pek çoğumuzun aklına hemen çocukluk yılları gelir. O yıllarda çoğumuz, günümüzdeki gibi gelişmiş teknoloji ve oyunların olmaması nedeniyle ataride tetris oynayarak vakit geçirdik. O zamanlar farkında olmasak da aslında tetris, birden fazla bilişsel beceri kombinasyonlarını gerektiren bir oyundur. Bu durum bilim insanlarının dikkatini çekmiş, tetris oynamanın etkisi araştırılmıştır. Literatürde yapılan son çalışmalara göre, uzun süre tetris oynamak beynimizde ‘tetris etkisi’ oluşturmaktadır.
Tetris Etkisi Tam Olarak Nedir?
Tetris etkisi ya da tetris sendromu, uzun süre boyunca tetris oynamanın etkisi nedeniyle, beyinde oluşan konumlandırma eğilimini anlatan bir olgudur. Bir diğer deyişle, etrafımızdaki her nesneyi bloklardan yapılmış gibi tanımlayama ve en uygun oldukları konumu belirleme eğilimidir.
Uzun süre boyunca tetris oynadığımızda fiziksel olarak yaşadığımız çevredeki şekillerin birbiri ile nasıl uyumlu şekilde birleşebileceğini hayal ederiz. Örneğin yolda yürürken hangi binaların yan yana uyumlu olduğu ya da arayı bozan şeklin hangisi olduğunu, markette gezerken rafların nasıl daha düzenli şekillerde dizilebileceğini düşünme eğilimi gösteririz.
Tetris etkisi her ne kadar tetris oyunu üzerinden anlatılsa da aslında farklı becerilerin bir arada yapılmasını içeren oyunlar için de geçerli olan bir olgudur. Örneğin puzzle yaparken görselin ve konumun uyum içinde olması ve farklı girinti ve çıkıntıların oluşturduğu illüzyon beyinde tetris etkisi oluşturmaktadır. Bir diğer tetris etkisi ise rubik küp yapımında görülmektedir.
Tetris etkisi hayat boyu kalıcı bir olgu değildir. Sadece oyunun oynandığı süre boyunca gerçekleşen bir durumdur. Bilim insanları nispeten uzun yıllardan beri tetris etkisinin beyinde nasıl etkiler oluşturduğunu anlamak için farklı farklı çalışmalar yapmaktadırlar. Bu çalışmalar beynin çalışma şekli, kapasitesi ve farklı becerileri üzerinedir.
Beyin Verimliliği
Tetris etkisi ile ilgili çalışmalardan biri 1991 yılında Kaliforniya Üniversitesi Psikiyatri ve İnsan Davranışı Bölümü'nde ünlü psikolog Richard Haier ve ekibi tarafından yapılan çalışmadır. Bu çalışmada tetris oynayan kişilerin beyin taramaları yapılmış ve öğrenme eğrisi çizilmiştir. Haier’in asıl öğrenmek istediği şey; uyarının hızı arttığında ve karar verme zorlaştığında beynin enerji ihtiyacının değişip değişmediğiydi. Bu çalışmada uyaran tetris blokları, uyaranların hızlanması ise tetris bloklarının daha hızlı gelmesidir. Beynin, blokların nerede daha uygun konumlanacağına hızlı bir şekilde karar vermesi gerekir. Haeir çalışmanın sonucunda, uyaranların hızının artması sonucu beynin daha az enerjiye ihtiyaç duyduğu gözlemledi. Bu sonucu oldukça şaşırtıcı bulmuştur. Çünkü blokların hızlanması daha hızlı düşünmeye ve daha fazla enerji ihtiyacına neden olmaktadır. Fakat sonuç bu durumun tam tersi yönde çıkmıştır. Bu durumu daha iyi anlayabilmek için araştırmalara devam etmiştir. Araştırmalarda; ilk kez tetris oynamaya başlayan kişilerin düşünüldüğü gibi daha fazla enerjiye ihtiyaç duyduğu, fakat düzenli olarak altı-sekiz hafta boyunca oynayanların ise enerji seviyesinde herhangi bir artışın olmadığı gözlemlenmiştir. Bunun nedeni, düzenli olarak oynamaları nedeniyle performanslarındaki artış ve beyinlerinin karmaşık geometriyle başa çıkabilir hale gelmesidir.
Mekansal Beceri Ve Tetris Etkisi
1994 yılında Lynn Okagaki ve Peter Frensch tarafından yapılan bir araştırmada ise, uzun süre tetris oynayan kişiler; mekansal algı, mekansal görselleştirme ve zihinsel rotasyon açısından incelenmiştir. Araştırma sonucunda her üç alanda da artış göstermiştir. Mekansal algı ve görselleştirme zaman, hız ve yön duygu ile ilgili bir kavram iken, zihinsel rotasyon ise iki ve üç boyutlu nesnelerin zihinde döndürülmüş olarak hayal edebilme becerisidir.
Bellek Kapasitesinde Artış
2009 yılında Biomed Central’da yapılan bir çalışmada, tetris oynayan kişilerin beyinlerinin kapasitesini incelenmiştir. Bunun için beyinleri MRI cihazında taranmıştır. Çalışmada ergenlik çağındaki toplam 26 kız 2 gruba ayrılmış ve incelenmiştir. Gruplardan biri 3 ay boyunca her gün yarım saat tetris oynayan, diğeri ise hayatında hiç tetris oynamayan kişilerden oluşmaktadır. Araştırma sonunda yarım saat tetris oynayan kişilerin beyinlerindeki gri madde hiç oynamayanlara kıyasla daha kalındır. Bu durum; bilişsel gelişime ve hafıza kapasitesinin artmasına katkı sağlamaktadır. Beyindeki gri maddenin kalınlaşması esnekliğin artış göstermesini sağlamaktadır. Sonuç olarak tetris beynin işleyişinin sağlıklı bir şekilde olmasını ve çalışmalardan daha yüksek verim elde edilmesini sağlamaktadır.
Travmatik Anıların Oluşumu
2009 yılında Oxford’da yapılan bir araştırmada, tetrisin travmatik anıların yaşanma anına olan etkisi araştırılmıştır. Bunun için katılımcılara gerçek yaralanma ve ölüm sahneleri içeren bir film izletilmiştir. Sonrasında yaşanan geri dönüşler 1 hafta boyunca gözlemlenmiştir.
Araştırma sonucuna göre travmatik bir olay yaşadıktan hemen sonra tetris oynanırsa; travmatik anıların tekrar tekrar hatırlanmasının önlenebileceği, anılarla ilgili hatırlatıcıların yoğunluğunun azalabileceği ve oluşumunun engellenebileceği tespit edilmiştir. Bu durum tetris bloklarının konumlandırılması ile ilgilidir. Bloklar için en uygun konum şeçilirken tüm dikkatin oyuna verilmesi travmatik anılardan uzaklaşmayı sağlamaktadır. Ayrıca travmatik olay yaşandıktan sonra gelişebilecek duygusal anıların oluşma biçimi de değişmekte ve belli bir süre sonra yaşanabilecek olumsuz geri dönüşlerin sayısında azalma gözlemlenmiştir.