Konya Bilim Merkezi BilimUp

Solucanlar Kanserin Kokusunu Alabilirler Mi?

Beyza Başar
3 dk
998

Kulağa tuhaf gelse de solucanlar günün birinde kanserle mücadelede önemli bir rol oynayabilirler. Üstelik bunu kanserin kokusunu alarak yapabiliyorlar. Peki bu nasıl mümkün olabilir?


Güney Kore’de biyoteknoloji alanında yapılan bir çalışmada, akciğer kanseri hücrelerinin küçük solucanlar için çekici bir koku yaydığı gözlemlendi. Bu kokuyu alan solucanların ise kanserli hücrelere doğru hücum ettiği görüldü. Araştırmacılar bu durumu incelemek için küçük bir analiz cihazı geliştirdiler. “Worm-on-a-chip” adı verilen “çip üzerinde solucan” tekniği sayesinde gelecekte kanser hastalığı için erken teşhis ve tedavinin acısız ve kolay yapılabileceği düşünülüyor.

Bu çalışma için araştırmalarda yaygın olarak kullanılan Caenorhabditis elegans isimli yuvarlak solucanlar kullanıldı. Yaklaşık bir milimetre uzunluğunda olan bu küçücük solucanların çip üzerine eklenmesi kolay oldu. Bu tarz bir sistem için mikroskop lamı gibi görünen, üç adet büyük deliklere sahip ve yaklaşık 50 adet solucan alabilecek kapasitede bir çip tasarlandı. Bu çipin bir ucundan sağlıklı insan hücreleri ve diğer ucundan akciğer kanseri hücreleri eklendi. Ardından her iki hücre türüne de eşit uzaklıkta olacak şekilde çipin orta kısmına aç solucanlar eklendi. Bir süre sonra aç solucanların yaklaşık %70’inin kanserli hücrelere doğru hareket ettikleri gözlemlendi.

Fakat solucanların beynini okumak mümkün olmadığı için bu küçük canlıların kanser hücrelerini neden çekici buldukları kesin olarak söylenemiyor. Öte yandan çalışmayı yapan araştırmacılar, “Doğada yere düşen çürük bir elma, solucanları bulabileceğimiz en iyi yerdir. Kanser hücreleri de çürük elma ile aynı koku moleküllerinin çoğunu serbest bırakır.” diyerek koku üzerinde ısrar ettiler. Aynı ekip, araştırmanın devamında solucanların beyninde bu kokuyu alabilmeyi sağlayan sinir hücrelerini de tespit edebildi.

Peki Kanser Hücreleri Hangi Kokuyu Yayıyorlar?

Kanser hücreleri yaydıkları kimyasallar yardımıyla solucanların ilgisini çekebiliyor. Araştırmaya katılan ekibin bir kısmı bu konu üzerinde çalışmalar yaptı. Uçucu organik bileşikler olarak bilinen bu kimyasalların kanser hücreleri tarafından yayıldığı yönünde daha önce çalışmalar yapılmıştı. İşte solucanları cezbeden bu koku aslında 2-etil-1-heksanol olarak bilinen çiçek kokulu bir uçucu organik bileşiktir. Bilim insanları bunu test etmek için solucanların beyninde bu kokuyu algılayan kısmı genetik olarak değiştirdiler. Bunun sonucunda normal solucanların kanser hücrelerine giderken, genetiği değiştirilmiş solucanların gitmediği görüldü. Bu, 2-etil-1-heksanolün solucanların hastalıklı hücrelere çekilmesinde önemli bir rol oynadığını göstermiş oldu.

Bu çalışma araştırmacıların merakını arttırarak solucanların doğrudan hastalıklı hücrelere maruz kalmadıklarında da kanseri koklayıp koklayamayacaklarını düşündürdü. Belki de solucanlar tükürükte, kanda veya idrarda kanserden yayılan kokuyu alabilirler. Ayrıca doktorlar, bir hastadan hücre numunesi almak zorunda kalmadan akciğer kanserini taramak için böyle bir testi kullanabilirler. Bu tür zararlı olmayan testler, hastalara kanserle mücadelede bir avantaj sağlayabilir. Örneğin birçok akciğer kanseri hastasına hastalıkları yayılmadan ya da ilerlemeden teşhis konulamıyor. Kullanılan bazı tarama araçları akciğer kanserini erken tespit edebiliyor. Fakat bu taramalar yüksek radyasyon içerdikleri için kendileri de kansere yol açabiliyor. Bu nedenle doktorlar hastalıktan şüphelenmedikçe bu taramaları yapmak istemiyorlar. İşte bu yeni yöntem sayesinde yakın gelecekte zararsız, kolay ve etkili biçimde kanser taramalarının yapılabileceği öngörülüyor.


Benzer Makaleler
Beynimiz Doyduğumuzu Gerçekten 20 Dakikada Mı Anlıyor?
Çayın Fermente Hali: Kombucha Çayı
Böceklerden Gelen İlham: Kemik Onarımı için Yeni İmplantlar
Kafeinli Ürünlerin Vücudumuza Olan Etkileri Nelerdir?
Neden Kereviz Yemeliyiz?
Bir Eklem Görevi Gören Kalça Protezleri
Şizofreni Nedir? Şizofreni Belirtileri Nelerdir? Şizofreni Hastalığının Tedavisi Var Mı?
Hipertansiyon (yüksek tansiyon) Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Uykusuzluk Bencilliğe Sebep Olur Mu?
Şeker Hastalarının Yaraları Neden Geç İyileşir?
ANASAYFA
RASTGELE
KATEGORİLER
POPÜLER
EN YENİLER