Yüzme havuzlarına gittiğimizde, sular genellikle hep soğuk diyebileceğimiz derecededir. Hatta bu yüzden birçoğumuz yüzme havuzlarına gitmekten çekiniriz. Ayrıca, duşa girdiğimizde de sıcak suyun gelmesini uzun süre bekleriz, yani soğuk suya maruz kalmaktan olabildiğince kaçarız. Ancak yapılan bir araştırma soğuk suya maruz kalmanın kötü vücut yağını azaltabileceğini ve diyabet, kalp, karaciğer ve diğer birçok hastalık riskini azaltabileceğini belirtmektedir, gelin araştırma detaylarına birlikte bakalım.
International Journal of Circumpolar Health'de yayınlanan bir bilimsel inceleme, gönüllü olarak soğuk suya maruz kalmanın insan sağlığına etkileri olup olmadığını belirlemeyi amaçlamıştır. Buna göre, katılımcıların dalış elbisesi giydiği, kazara soğuk suya daldığı ve su sıcaklığının 20 santigrat dereceden yüksek olduğu araştırmalar inceleme dışın tutulmuştur. Çalışmaların çoğu, soğuk suya dalmanın insanlarda çeşitli fizyolojik ve biyokimyasal parametreler üzerinde önemli etkileri olduğunu göstermiştir. Ancak bunların sağlık için yararlı olup olmadığı sorusu hala incelenmektedir.
Şimdiye kadar elde edilen bilgilere göre, soğuk suya dalmak bir şok etkisi yaratır ve kalbin daha hızlı kan pompalamasını tetikler. Kalp, soğuk suda daha hızlı kan pompalar ve vücudu yüzerken sıcak tutmak için daha çok çalışır. Bu durum metabolizma hızını ve günlük kalori yakımını artırmaktadır. Ayrıca, soğuğa karşı uyum sağlamış yüzücülerde kardiyovasküler risk faktörlerinin gerçekten iyileştiğine dair kanıtlar bulunmuştur.
Soğuk suda yüzmenin soğuk ile etkinleştirilen iyi vücut yağı olan “kahverengi yağ dokusu (BAT)” üretimiyle olumlu ilişkisi olduğu kanıtlanmıştır. Kahverengi yağ dokusu, kötü olarak adlandırılan beyaz yağın aksine vücut ısısını korumak için kalori yakmaktadır ve faydalı yağ olarak adlandırılmaktadır. Yeni doğan bebeklerde ve kış uykusuna yatan memelilerde yüksek düzeyde kahverengi yağ dokusu bulunduğu da bilinmektedir.
Yapılan incelemelerde, soğuk su veya soğuk havaya maruz kalmanın, yağ hücrelerinden dolaşıma salınan çok fonksiyonlu bir hormon olan adiponektin üretimini artırdığı gözlenmiştir. Adinopektin proteini; insülin direnci, diyabet ve diğer hastalıklara karşı korunmada kilit rol oynamaktadır. Ayrıca kalp ile karaciğer hasarlarına karşı organizmayı korumaktadır.
Soğuk su ile yapılan duşun ya da soğuk bir suda yüzmenin ardından kendimizi daha canlı hissetmemizin nedeni, vücudun değişen koşullara tepki olarak beyaz kan hücresi sayısını artırmasıdır. Beyaz kan hücrelerindeki bu artış, hastalıklara karşı vücudun savunmasını daha etkin hale getirir ve hastalıklara karşı direncimiz artar, böylece kendimizi daha dinç ve canlı hissederiz. Ayrıca soğuk suda yüzmek endorfin salgılanmasını tetikleyerek ağrı eşiğini artırmaya ve acı ile baş etmeye yardımcı olur.
Soğuk suda yüzmenin vücuda bu kadar olumlu etkisini öğrendikten sonra yapmayı hayal bile etmediğiniz kışın denizde yüzmek, soğuk havuzlarda yüzmek ve soğuk duş almak gibi eylemleri artık denemek isteyebilirsiniz. İskandinav ülkelerinde soğuk havayı tolere etmek için buzda yüzme kültürü gelişmiştir. Bu kültürel aktiviteler, soğuk bir iklime adaptasyon sağlamak ve bağışıklığı güçlendirmek için yerel halklar tarafından sıklıkla uygulanmaktadır.