Konya Bilim Merkezi BilimUp
 / 

Sinestezi: Sesleri Görmek, Renkleri Duymak

Esra Nur ELMAS
6 dk
1978

Pazar gününün tadı var mıdır? Ya da Do notasının rengini sorsam bilebilir miydiniz? Muhtemelen birçoğunuz için bu sorular saçma sapan gözükse de yeryüzünde bu sorulara cevap verebilecek insanlar bulunmaktadır. Üstelik bu insanların sayısı az değildir. Bu yazımızda bu insanların beynindeki ilginç bir durum olan sinestezi hakkında bilgileneceğiz.

Sinestezi Nedir?

Anestezi kelimesini nerdeyse hepimiz biliyoruzdur. Anestezi, genellikle cerrahi müdahalelerden önce uygulanan, bedenin tümünün ya da belli bir bölümünün ağrıya duyarsız hâle gelmesini sağlayan işleme verilen addır. Kelimenin kökenine bakacak olursak (anesthesia), esthesia kelimesi “hissetmek” anlamına gelirken, “an” eki olumsuzluk içerir. Yani anestezi kelimesi hissizlik veya hissin kaybı anlamını taşır. Bu yazıda bilgileneceğimiz sinestezi (synesthesia) kelimesi de aynı köken gelmektedir. “Syn” eki beraber, birlikte anlamlar içerdiğinden sinestezi kelimesi duyuların beraber algılanmasını ifade eden bir terimdir.


Duyular Beraber Nasıl Algılanır?

Normalde, gözlerimizden gelen bilgiler beynimizin görme merkezine gider ve bu sayede çevremizdeki nesneleri görürüz. Benzer şekilde, dilimizden gelen bilgiler beynimizin tat alma merkezine gider ve bu sayede farklı tatları algılarız. Ancak, bazı insanlarda, bilgiyi işleyen beyin bölgeleri arasında bir tür karışıklık veya aşırı bağlantı olabilir.

Bu durumda, gözlerimizden gelen bilgiler normalde görme merkezine gitmesi gereken yolu takip ederken, aynı zamanda tat alma merkezine de gidebilir. Sonuç olarak, bu kişiler, gördükleri şeylerin tadını da hissedebilirler. Örneğin, sarı renk gördüklerinde ağızlarında metalik bir tat hissedebilirken, kırmızı renk gördüklerinde tatlı bir tat algılayabilirler.

Bu duruma sinestezi adı verilir ve en az 60 farklı sinestezi türü bulunmaktadır. Her bir sinestezi türü, farklı duyusal algıların birbirine karışmasına neden olabilir ve bu da ilginç ve bazen de karmaşık deneyimlere yol açabilir.

Sinestezinin Türleri Nelerdir?

Sinestezinin bir duyuyu başka bir duyu ile birlikte algılamak olduğu ve 5 duyu organımız olduğu göz önünde bulundurulduğunda türlerinin de bu denli çeşitli olması hiç de şaşırtıcı değildir. Buna rağmen araştırmalar, sinesteziyi temelde 2 başlık altında toplamanın mümkün olduğunu belirtmiş ve sık görülen sinestezi türlerini sıralamış ve tanımlamıştır. Buna göre temel ayrım ilişkisel sinestezi ve projektif sinestezi üzerinden yapılmakta; en sık görülenler türlerin ise harf- renk sinestezisi ve kromestezi olduğu bilinmektedir.

İlişkisel (Bağlantısal) Sinestezi: Bağlantısal sinestezi kişi için bir duyumun bir başka duyumla kuvvetli bir şekilde bağlı olması anlamına gelmektedir. Örneğin bağlantısal durumda şekil-renk sinestezisi deneyimleyen bir kişi için üçgen, mavi renk olarak görünebilmektedir. Bu durumda kişi bir ayrım yapmaz ve onun için üçgen aynı zamanda mavi renk demektir.

Projektif (Yansıtmalı) Sinestezi: Dışarıdan gelen bir uyaranın, kişinin beyninde beklenmedik bir yanıtı tetiklemesine denir. Örneğin, bir kişi bir kuş sesi duyduktan sonra tatlı bir tat hissedebilir veya bir renk görsel algısına sahip olabilir.

Harf (Grafem) - Renk Sinestezisi: Sinestezinin en yaygın türlerinden biri olan harf-renk sinestezisinde kişiler her bir harfi ve rakamı bir renk ile beraber algılayabilmektedir. Yani sinestezik kişiler, aslında siyah renkle yazılmış olan A harfini kırmızı, 3 rakamını yeşil görebilirler.


Kromestezi: Sinestezinin belirtilen bu türü yine sık karşılaşılabilmekle birlikte ses ve renklerin bağdaştırıldığı türdür. Motor sesi, zil sesi, korna gibi gündelik hayattan akla gelebilecek her türlü işitsel uyaran bu türde bir sinestezik algıya sahip kişi için farklı bir renkle beraber algılanabilmektedir. Ya da bir müzik aleti çalan ve kromestezi deneyimleyen bir kişi her notayı farklı renkte görebilmektedir

Sinestezi Neden Olur?

Araştırmalar, sinestezi yaşayanların nüfusun %4,4'ünü oluşturduğunu ortaya koymuştur. Bu bulgu, her 23 kişiden birinin sinestezi deneyimi yaşadığını göstermektedir. Dolayısıyla, sinestezik algılara sahip bireylerin sayısının göz ardı edilemeyecek derecede yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca, bazı insanlar doğuştan sinestet oldukları için bu özelliğin farklılık olduğunu algılamayabilirler.

Peki, sinesteziye neden olan faktörler nelerdir? Sinestezinin nedeni tam olarak anlaşılamamış olsa da, genetik, nörolojik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonunun rol oynadığı düşünülmektedir. İşte sinesteziye neden olabilecek bazı olası faktörler:

Genetik Yatkınlık: Sinestezi, aile geçmişi olan bireylerde daha yaygın olarak görülebilir. Bazı araştırmalar, sinesteziyle ilişkili genlerin varlığını öne sürmektedir. Bu, belirli genlerin sinestezi gelişiminde rol oynayabileceğini ve bireylerin genetik yatkınlık taşımasının sinestezi riskini artırabileceğini göstermektedir.

Beyindeki Sinirsel Bağlantılar: Sinestezi, beyindeki sinirsel bağlantıların normalden farklı bir şekilde oluşması veya işlenmesi sonucu ortaya çıkabilir. Örneğin, normalde ayrı olan duyusal bölgeler arasında aşırı bağlantılar olabilir veya bazı duyusal bilgiler farklı beyin bölgelerine yanlış bir şekilde iletilmiş olabilir.

Nörolojik Faktörler: Sinestezi, beyindeki nörolojik farklılıklar veya özelliklerle ilişkilendirilebilir. Örneğin, bazı sinestetik deneyimlerin, beyindeki belirli alanlardaki anormalliklerle ilişkili olduğu öne sürülmüştür.

Çevresel Etkiler: Çevresel faktörlerin sinestezi gelişiminde bir rol oynaması da mümkündür. Örneğin, bazı travmatik deneyimler veya hormonal değişikliklerin sinesteziyi tetikleyebileceği düşünülmektedir.

Sinestezinin Avantajları ve Dezavantajları

Genetik ve çevresel çeşitli faktörlerin rol oynadığı sinestezinin bir hastalık olarak görülmediğini bilmek önemlidir. Yalnızca bir algı farklılığı bulunmaktadır. Sinestezinin kafa karışıklığı, iletişimde yanlış anlama gibi olumsuz yanları vardır. Ancak doğru yönlendirme sayesinde toplum içerisinde bir avantaja çevrilebilmektedir. Şimdiye kadar var olan sinestetler arasında, bu ilginç özelliklerinden ötürü kendisini sanata ve bilime adayan çok sayıda ünlü isim mevcuttur. Ünlü sinestetler arasında ressam Wassily Kandinsky, yazar Vladimir Nabokov, besteci Duke Ellington, Franz Liszt, Nikolai Rimsky Korsakov, fizikçi Richard Feynman ve şair Arthur Rimbaud ile Charles Baudelaire bulunmaktadır ve bu liste, daha yüzlerce isimle genişletilebilir.

Kaynakça
  1. Mylopoulos, M. I., & Ro, T. (2013). Synesthesia: a colorful word with a touching sound?. Frontiers in psychology, 4, 763. https://doi.org/10.3389/fpsyg.2013.00763
  2. Banissy, M. J., Jonas, C., & Cohen Kadosh, R. (2014). Synesthesia: an introduction. Frontiers in psychology, 5, 1414. https://doi.org/10.3389/fpsyg.2014.01414
  3. https://www.youtube.com/watch?v=h7XfjFaKdE0
  4. Brang, D., & Ramachandran, V. S. (2011). Survival of the synesthesia gene: why do people hear colors and taste words?. PLoS biology, 9(11), e1001205. https://doi.org/10.1371/journal.pbio.1001205
Benzer Makaleler
Beynin Yapısı ve Görevleri Nelerdir?
Beynimizin Çalışmasını Düzenleyen Kimyasal Moleküller ve Hormonlar Nelerdir?
Vücudumuzdaki En Uzun Hücreler: Sinir Hücrelerinin Yapısı ve İşlevi
Duyu Organlarımız Nasıl Çalışır? Göz ve Görsel İşleme
Omuriliğin Görevi Nedir? Reflekslerimiz Nasıl Oluşur?
Nefes alma nasıl gerçekleşir?
Sinir Sistemi Hangi Yapılardan Oluşur?
Karabasan Doğaüstü Bir Durum Mudur?
Beyin Neden Cilt Kadar Hızlı İyileşemez?
Duyu Organlarımız Nasıl Çalışır? Dokunma ve Somatosensöri Sistemi
ANASAYFA
RASTGELE
KATEGORİLER
POPÜLER
EN YENİLER