Sizce küçücük bir sineğin büyük bir salgına neden olma olasılığı nedir? Eğer Afrika ve Latin Amerika’nın kırsal bölgesinde iseniz ve bulunduğunuz bölgede sarıhumma hastalığına karşı bağışıklık düşükse, bu olasılıkta oldukça yüksektir. Gelin bu hastalık nedir, nasıl bir etkisi vardır yakından inceleyelim.
Sarıhumma hastalığı bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalığı taşıyan sivrisinekler tarafından, hastalığa neden olan virüs yayılır. Hastalık özellikle Afrika ve Latin Amerika’nın kırsal bölgelerinde daha yaygındır. Hastalığın belirtileri sinek ısırdıktan 3 ile 6 gün sonra ortaya çıkar. Hastalık hafif atlatılabilir ancak çok şiddetli olma ihtimali de vardır. Çok ciddi olanlar ölüme kadar gidebilir. Hastalığın tedavisinde ise amaç belirtileri azaltmaktır. Hastalıktan korunmak ise aşı ile mümkündür ama aşı, bebekler ve yaşlılar için uygun değildir. Ciddi yan etkisi vardır.
Sarıhumma Hastalığı Nasıl Bulaşır?
Sarıhumma hastalığı, virüs kaynaklı bir hastalıktır ve sivrisinekler aracılığı ile bulaşır. Sarıhumma virüsünü bulaştıran sivrisinek türleri ise, aedes sivrisinekleri ve haemagogus sivrisinekleridir. Virüsü vücudunda taşıyan sivrisinekler, maymunları ve insanları sokarak onlara bulaştırabilir. Kanında virüs bulunduran kişilerde, bunu diğer insanlara bulaştırabilir. Eğer bu insanların virüse karşı koruması yoksa virüs toplum içerisinde kolayca yayılabilir.
Hastalığın çeşitli versiyonları vardır. Hastalık versiyonları sivrisineklerin yaşam alanlarına göre üç farklı şekilde kategorilendirilir:
1-Kentsel Sarıhumması: Hastalığın oluşmasına sebep Aedes aegypti sivrisineklerinin neden olduğu virüstür. Hastalığa karşı korumasının az olan yoğun nüfuslu yerlerde salgın meydana gelir. Bağışıklık düşük olduğundan dolayı hastalık, kişiden kişiye kolayca bulaşır.
2-Orman Sarıhumması: Sarıhumma hastalığının yaygın olduğu tropikal ormanlarda, Aedes ve Haemogogus yabani sivrisineklerinin taşıdığı virüs sebebiyle oluşur. Genelde ormanda çalışan veya seyahat eden insanlara bulaşabilir.
3-Yarı – Evsel (Orta Dereceli) Sarıhumma: Her iki yaşam alanında da yaşayabilen sivrisinekler tarafından taşınır. Bu tür, hem maymunlara hem de insanlara bulaştırabilir. İnsanlar ve hastalığı taşıyan sivrisinekler arasındaki temasın artması, bulaşmanın artmasına neden olur. Bölgedeki birçok köyde aynı anda salgınlar gelişebilir. Bu nedenle Afrika'daki en yaygın salgın türüdür.
Sarıhumma hastalığı genellikle hafif atlatılır hatta asemptomatiktir yani hasta, hastalığı taşımasına rağmen belirtilerini göstermez. Hastalığın ilk belirtileri, sinek tarafından ısırıldıktan 3 ile 6 gün sonra ortaya çıkar. İlk aşamada yüksek ateş, titreme, iştah kaybı, baş ağrısı ve vücut ağrılarının artması gibi durumlar gözlemlenebilir. Bunun yanı sıra bulantı ve kusma da olabilir. Daha sonra yavaş yavaş belirtiler azalır. Bu şekilde hastalığı geçiren bağışıklığı güçlü olan kişiler genellikle daha kolay iyileşir.
Hastalığı yaşayan insanların az kısmı ise ilk aşamayı atlattıktan sonra ikinci aşamaya girerler. Sık sık ateş yükselmesi ve kalp atışında yavaşlama olabilir. Ayrıca böbrek ve beyinde bazı rahatsızlıklar meydana gelebilir. Bu aşamada, hastalığın adından da anlaşılacağı gibi sarılık görülebilir. Ciltte ve gözde sararmalar olabilir. Ağırlaşan hastalarında ne yazık ki yarısında ölüme kadar gidebilir.
Sarıhumma hastalığını erken evrelerde teşhis etmek zordur. Özellikle başlangıç aşamalarında, benzer belirtilere sahip olan sıtma, dang humması gibi hastalıklarla karıştırılabilir. Hastadan alınan kan veya idrar ile yapılan polimeraz zincir reaksiyonu (PcR) testi ile virüs erken aşamalarda tespit edilebilir. İleri ki aşamalarda ise vücuttaki antikorları tanımlamak için ELISA (Enzyme-Linked ImmunoSorbent Assay : Enzim Bağlı İmmünosorbent Deneyi) veya PRNT (Plaque-Reduction Neutralization Test : Plak Azaltma Nötralizasyon Testi) testi kullanılır.
Sarıhumma Hastalığının Tedavisi Var Mıdır?
Sarıhumma hastalığının tedavisi için özel bir ilaç yoktur. Hastalığın erken teşhis edilmesi ve hastanede gerekli tedaviyi alması önemlidir. Doktorlar, belirtileri hafifletmek için çabalarlar. Hastalığın ilişkili olduğu karaciğer veya böbrek yetmezliği gibi rahatsızlıklar iyileştirilir. Eğer hastalar, hafif belirtilere sahiplerse evde tedavilerine devam edebilirler. Hastalar bol bol dinlenmeli ve sıvı almalıdır. Ek olarak sarıhumma kolayca bir salgına dönebilir, o yüzden hastalığa karşı önlem almak en iyi yoldur.
Sarıhumma hastalığı için tek çözüm aşı yaptırmaktır. Sarıhumma aşısı, güvenilir ve uygun fiyatlı olmakla beraber, tek doz aşı ile hastalığa karşı ömür boyu koruma sağlar. Aşı yapıldıktan 10 gün sonra % 80’nin üzerinde koruma sağlar. Aşı haricinde de koruma ve önleme yolu yoktur.
Sarıhumma, Afrika ve Latin Amerika’nın kırsal bölgelerin de daha yaygındır. Bu ülkeleri ziyaret eden insanların da, bu hastalığı kendi ülkelerine taşıma olasılığı vardır. Hastalığa karşı bağışıklığın düşük olduğu yoğun nüfusa sahip yerlerde sarıhumma ortaya çıkarsa, salgın haline dönüşebilir ki bu durumun örnekleri de geçmişte mevcuttur. 17.yy. ve 19. yy. da, Avrupa’ya taşınan sarıhumma hastalığı yüzünden ekonomi büyük zarara uğramış ve binlerce insan vefat etmiştir. Bu gibi durumların yaşanmasını önlemek için birçok ülke tedbir almıştır. Hastalığın yaygın olduğu ülkelerden gelen insanlardan, vize vermeden önce sarıhumma aşısını olduğuna dair kanıt istenir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ve Aşı ve Bağışıklama için Küresel İttifak’ı (GAVİ) aşı birliği tarafından, 2017 yılında sarıhumma hastalığına karşı risk altındaki toplumları korumak ve olası salgınları önlemek için Sarıhumma Salgınını Ortadan Kaldırma (Eliminate Yellow fever Epidemics-EYE) projesi geliştirilmiştir. Bu proje ile 2026 yılına kadar 1 milyardan fazla insanın hastalığa karşı aşılanması amaçlanıyor.
Sarıhumma hastalığı, küresel sağlık güvenliği açısından tehdit oluşturabilecek bir hastalıktır. Yayılma riskinin yüksek olduğu durumlarda dikkatli olmak önemlidir. Eğer hastalık konusunda şüphe duyarsanız en yakın sağlık kuruluşuna gitmeniz önerilir.