Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nin Sinirbilimi Enstitüsü'ne göre beynimiz, günlük aktiviteleri "zaman" olarak işlediğimiz bir sıra halinde düzenler. Örneğin; güne kahvaltıyla başlarız, okula veya işe gideriz, spor yaparız, akşam yemeğiyle de günü bitiririz. Diğer insanlarla veya mekanlarla hiçbir etkileşimimiz olmadığında, günlerimizin net bir başlangıcı, ortası veya sonu olmadığı için bu algı bir kenara atılır ve zihin zaman tanımını kaybeder. Pandemi döneminde de yaşadığımız tam olarak buydu, zihin için bir çeşit zamansızlık hali. Hayatımız bir anda değişti ve evlerimize kapanmak zorunda kaldık.
Evlere ilk kapanmalardan bu yana, bilişsel sinirbilimciler ve psikologlar, insanların saatlerle kurduğu ve pandemiden dolayı değişen ilişkisini kanıtlamak için çalışıyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde salgının ilk altı ayında, 5.600'den fazla kişiyle yapılan iki ankete yanıt verenlerin yaklaşık üçte ikisi zaman ile uyumsuz hissettiklerini bildirdi. Bu kişiler; günlerin birbirine karıştığını, şimdiki zamanın çok uzun geçtiğini ve geleceğin nasıl olacağı hakkında ise belirsiz hissettiklerini belirtiyorlardı. Çalışmaya göre, en çok genç katılımcılar zamanın yavaşladığını belirten grup oldu. Yaş dışında, meslek ve cinsiyet gibi faktörlerin anket sonuçları üzerinde hiçbir etkisi olmadı. Benzer bir çalışma da İngiltere'deki Liverpool John Moores Üniversitesi'nden Deneysel Psikolog Ruth Ogden ve meslektaşları tarafından, yaklaşık 800 kişinin katıldığı ve pandeminin ilk yılına dair düşüncelerini belirttiği bir anket çalışması olarak gerçekleşti. Çalışma sonunda, katılımcıların yalnızca %9'u önceki 12 ayın tam olarak bir yıl gibi hissettirdiğini söylerken, %34'ü zamanın daha kısa geçtiğini söyledi. Ankete katılanların çoğunluğu, önceki 12 ayın bir yıldan uzun gibi hissettirdiğini belirtti. Pandemi sırasında yapılan diğer araştırmalar; zamanı daha yavaş hareket eder şeklinde deneyimleyenlerin, zamanı hızlı hareket eder şeklinde deneyimleyenlere göre daha fazla zihinsel sıkıntıyla mücadele ettiğini gösterdi. Araştırmacılara göre, zamanın çok yavaş ilerlediğini bildiren katılımcılar, aynı zamanda daha yüksek düzeyde yalnızlık yaşıyorlardı.
Pandeminin zaman algısı üzerinde etkileri bu çalışmalar tarafından kanıtlanmış oldu. Zamansal parçalanmanın ruh sağlığı sorunları için bir risk faktörü olduğu göz önüne alındığında, bu bulguların ruh sağlığı için etkileri bulunmaktadır. Araştırmacılara göre dışarı çıkıp rutininizin bir parçası olmayan farklı şeyler yapmak, yeni şeyler keşfetmek ve pandemiden önceki hayatınızda yaptığınız rutininize geri dönmek zaman algınızın düzelmesine yardımcı olacaktır.
Holman, EA, Jones, NM, Garfin, DR ve Silver, RC (2022). Kolektif travma sırasında zaman algısındaki çarpıtmalar: COVID-19 salgını sırasında ulusal boylamsal bir çalışmanın içgörüleri https://doi.org/10.1037/tra0001326
Taylor, S. (2022). Saniyeler Dakikalara Dönüştüğünde: Değişen Bilinç Hallerinde Zaman Genişletme Deneyimleri. Hümanist Psikoloji Dergisi , 62 (2), 208–232. https://doi.org/10.1177/0022167820917484
https://news.miami.edu/stories/2021/10/the-pandemic-has-played-with-our-perception-of-time.html