Marco Polo, Orta Çağ'da yaşamış Venedikli bir tüccar ve kaşiftir. Yaptığı seyahatler ve keşiflerle, dünya haritasını büyük ölçüde değiştirmiş, Doğu ile Batı arasındaki kültürel ve ticari ilişkilerin gelişmesine büyük katkı sağlamıştır.
Marco Polo, 1254 yılında Venedik, İtalya'da doğdu. İtalya'nın deniz ticareti açısından önemli bir şehri olan Venedik'te, tüccarların arasında yetişti. Annesi, Polo henüz küçük yaştayken öldü. Babası Niccolò Polo ve amcası Maffeo Polo, deniz ticaretiyle uğraşıyorlardı ve Polo, ticaretin inceliklerini ve deniz yoluyla seyahatin önemini erken yaşta öğrenmişti.
1271 yılında babası ve amcası, Moğol lideri Kubilay Han’ın huzuruna varmak için Çin’e doğru yola çıktıklarında Polo da onlara katıldı. Polo'nun katıldığı bu yolculuk onun için bir dönüm noktasıydı. Pololar, Avrupa'dan Asya'ya doğru İpek Yolu da dahil olmak üzere köklü ve eski ticaret yolları üzerinden kara yoluyla seyahat ettiler. İran'dan, İlhan İmparatorluğu'ndan, Semerkant'tan, Türkistan'dan ve Çağatay Hanlığından geçtiler. 1275 yılında 3,5 yıllık yolculuklarının nihayetinde, Kubilay Han'ın Shangdu'daki (Xanadu) yazlık sarayına ulaştılar. Polo ailesi Moğol İmparatoru tarafından sıcak bir şekilde karşılandı. Marco Polo, Kubilay Han'ın daimî ve gezici elçisi olarak atandı ve Çin'deki çeşitli görevlerde bulundu. Bu süre zarfında, Polo, Çin'in farklı bölgelerini keşfetti, ticaret yollarını inceledi ve Çin kültürü hakkında birçok bilgi topladı.
Marco Polo’nun Keşifleri
Marco Polo bu seyahati ve Moğol Hanedanında geçirdiği süre boyuca birçok keşif yapmıştır. Bunların başında Kubilay Han’ın ele geçirdiği ve hakimiyetini sürdürdüğü Çin toprağı ve kültürü gelir.
Marco Polo'nun Çin'deki keşifleri, onun Orta Çağ'da gerçekleştirdiği seyahatleri sırasında edindiği bilgilerin geniş bir yelpazesini içermektedir. Polo, Kubilay Han'ın yönetimi altındaki Çin topraklarında birçok şehri ziyaret etmiş ve çeşitli görevlerde bulunmuştur. Bu seyahatleri sırasında elde ettiği bilgiler, Avrupa'nın Doğu'ya dair ilk detaylı bilgileri öğrenmesini sağlamıştır. Çin'deki şehirleri ve ticaret yollarını keşfeden Marco Polo, özellikle Hangzhou, Suzhou, Beijing ve Quanzhou gibi döneminin önemli ticaret merkezlerini ziyaret etmiştir. Bu şehirlerdeki ticaret faaliyetleri hakkında detaylı bilgiler toplamış ve İpek Yolu'nun Çin'deki önemini belgelemiştir.
Aynı zamanda Polo, Çin İmparatoru Kubilay Han'ın sarayına kabul edilmiş ve sarayda çeşitli görevlerde bulunmuştur. Kubilay Han'ın yönetim biçimi, sarayın yapısı ve günlük yaşam hakkında detaylı bilgiler sunmuştur. Ayrıca, Çin kültürü ve gelenekleri hakkında da önemli bilgiler toplamıştır. Çin'deki festivaller, dini uygulamalar, giyim tarzları ve mutfağı gibi konuları detaylı bir şekilde kaydetmiştir.
Marco Polo, Çin'deki bilimsel ve teknolojik gelişmeler hakkında da bilgi toplamıştır. Kâğıt yapımı, matbaa, barut ve pusula gibi buluşlar hakkında bilgi vermiş ve bu bilgilerin Avrupa'da büyük bir etki yaratmasına katkı sağlamıştır. Ayrıca, Çin'in coğrafi yapısını inceleyerek nehirler, dağlar, ovalar ve doğal kaynaklar hakkında bilgi toplamış ve bu bilgilerin Avrupa da yaşayan insanların Çin'in coğrafi özelliklerini anlamasına yardımcı olmuştur.
Sonuç olarak, Marco Polo'nun Çin'deki keşifleri hem Doğu hem de Batı dünyası için büyük bir öneme sahiptir. Onun seyahatnameleri ve anlatımları, Avrupalıların Çin ve Doğu kültürü hakkında ilk detaylı bilgileri elde etmelerini sağlamış ve Doğu ile Batı arasındaki kültürel alışverişi sağlamıştır.
Marco Polo, babası ve amcasıyla birlikte, Kubilay Han'ın yanında 17 yıl geçirdikten sonra 1292'de Çin'den ayrıldı. Ayrılmaları için Kubilay Han’ı ikna etmek zor oldu çünkü hükümdar, 17 yıl yanında duran bu adamlara bağlanmıştı. Han, gitmelerine izin vermek için tek bir şart koştu. Bu da Polo ailesinin bir Moğol prensesine İran’daki Moğol hükümdarıyla evlenmesi için İran’a kadar eşlik etmesiydi. Pololar ayrılmadan önce Kubilay Han onlara, kendi imparatorluğu ve bağlı devletlerinin imparatorluğu boyunca güvenli bir şekilde seyahat etmelerini sağlayacak pasaportlar ve mücevherlerden oluşan bir veda hediyesi verdi.
Pololar bu şartı kabul ederek hediyeleriyle birlikte prensesle Han’ın yanından ayrıldılar. Yolculuk sürecinde geçirilen hastalıklar ve yaşanılan fırtınalar sebebiyle İran’daki Hürmüz Limanına ulaştıklarında mürettebattan yalnız 18 kişi kalmıştı. Prensesi evleneceği Moğol hükümdarına teslim ettiler ve 1295'te, Kubilay Han'ın ölümünden bir yıl sonra, Vietnam, Sumatra, Sri Lanka ve Basra Körfezi üzerinden geçerek Venedik'e döndüler.
Evlerine 20 yıldan fazla bir süre sonra dönen Pololar, döndüklerinde kendilerini Venedik-Ceneviz çatışmalarının içinde buldular. Ceneviz gemileri düzenli olarak Venedik gemilerine saldırı düzenliyordu. Bu saldırılardan bir tanesinde Marco Polo Cenevizliler tarafından esir alındı ve hapsedildi. Polo'nun bu saldırlar da komutanlık ettiğine dair iddialar da mevcuttur ancak doğruluğu ispatlanamamıştır. Aynı şekilde Polo’nun ne kadar süre esir tutulduğu da bilinmemektedir.
Ceneviz hapishanesinde tutulduğu süreç boyunca burada Rustichello adında bir başka yazarla tanıştığı ve arkadaş olduğunu söylenir. Polo’nun yaşadıklarını, gördüklerini ve yaptığı seyahatleri arkadaşına anlattığı ve bu sayede tanındığı belirtilir. Geçirdiği hapishane süreci Polo’ya meşhur kitabı Marco Polo'nun Seyahatleri’ni yazmasında ilham verdi. Bu eser, Marco Polo'nun yaşamı boyunca gerçekleştirdiği seyahatleri ve gözlemlerini içeren bir seyahatname niteliğindedir. Özellikle Doğu'nun zenginlikleri, ticaret yolları, kültürü ve toplumunu detaylı bir şekilde anlatmasıyla dikkat çeker. Polo, Çin İmparatoru Kubilay Han'ın sarayında görev alması ve Çin'deki ticaret olanaklarını gözlemlemesi gibi deneyimlerini bu eserde detaylı bir şekilde anlatır. Ayrıca, Orta Asya, Hindistan ve Pers İmparatorluğu gibi diğer bölgelerdeki gözlemlerini de içerir.
Marco Polo'nun seyahatnameleri, o dönemde Avrupalıların Doğu'ya ve özellikle de Çin'e olan ilgisini artırmış ve keşif çağının başlamasına katkıda bulunmuştur. Bu eser, bugün bile dünya edebiyatının önemli bir parçası olarak kabul edilir ve tarihçiler, coğrafyacılar ve kültürel araştırmacılar tarafından önemli bir kaynak olarak kullanılır.
Marco Polo’nun Mirası
Marco Polo 1299’da hapishaneden çıktıktan sonra geçmişine nazaran daha sakin bir hayat yaşadı. Venedik'e döndü, burada evlendi ve 3 tane kız çocuğu büyüttü. Yaklaşık 25 yıl boyunca aile işini yapmaya devam etti. 1324’te, 70 yaşındayken vefat etti. Bazı rivayetlere göre Marco’dan, ölüm döşeğindeyken yazdığı her şeyin bir uydurma olduğunu itiraf etmesi istendi. Ancak Marco, gördüğü yerlerin ve şahit olduğu şeylerin henüz yarısını bile anlatmadığını söyleyerek gözlerini yumdu.
Polo, ölümünden bu yana geçen yüzyıllarda, yaşamı boyunca ulaşamadığı takdiri aldı. Gördüğünü iddia ettiği şeylerin çoğu araştırmacılar, akademisyenler ve diğer kaşifler tarafından doğrulandı. Polo'nun ölümünden iki yüzyıl sonra Kristof Kolomb, Doğu'ya giden yeni bir rota bulma umuduyla Atlantik'i geçerek yola çıktı. Yanında ise Polo'nun kitabının bir kopyası vardı.