Bir nesne ışık ile karşılaştığında üç durumdan biri gerçekleşir. Işık ya yoluna devam eder ya bir miktar yansır ya da tamamen yansır. Doğada bu üç durumdan biri gerçekleşir.
Peki üç durum aynı zamanda gerçekleşebilir mi?
Metamalzeme; Yunanca sonra, öte anlamına gelen ve doğada gördüğümüzün ötesinde olanı ifade eden meta kelimesinin ve Latince madde anlamına gelen materia kelimelerinin birleşiminden oluşmaktadır. Metamalzemeler gösterdiği sıra dışı elektromanyetik özellikler sayesinde birçok farklı alanda kullanılabilir.
Bunlardan biri metamalzeme ile yapılan görünmezlik kamuflajıdır. Burada kullanılan metamalzeme gelen ışığın nesneden kaçınmasına, nesnenin etrafından dolaşmasına ve bozulmadan orijinal yörüngesine dönmesini sağlayarak nesneyi görünmez hale getirir. Bu kamuflaj, elektromanyetik pelerin olarak da adlandırılır.
Pittsburgh Üniversitesi iSMaRT Laboratuvarından araştırmacıların geliştirdiği kendi enerjisini üretebilen sensör ise metamalzemenin kullanıldığı başka bir uygulama alanıdır. Bu uygulamada metamalzeme hem kendi kendisinin sensörü gibi davranır -örneğin çeşitli parçalarının üzerindeki basınç ve gerilim gibi fiziksel etkenleri algılayabilen- hem de içerdiği nano jeneratör ile kendi enerjisini üretebilir.
Bu metamalzeme ile araştırmacılar; sağlık, havacılık ve biyomedikal mühendisliği uygulamaları için prototip tasarımlar oluşturdular. Bu tasarımlardan biri, daha küçük ölçekte tasarlanan bir kalp stentidir. Bu stent, kan akışının izlenmesine ve kan damarlarındaki daralmanın tespit edilmesine yardımcı oluyor. Aynı tasarım, makro ölçekte üretilerek kendi yapısındaki hasarları tespit edebilen bir köprü kirişi oluşturmak için de kullanıldı. Gelecekte uzay araştırmalarında da bu yeni malzemenin kullanılması bekleniyor.