Acı veren bir ayrılıktan sonra insanların, özellikle de kadınların saçlarını kestiklerini görmek alışıldık bir durumdur. Hemen herkesin bildiği gibi, Britney Spears Şubat 2007’de bir kuaföre dalıp kendi saçlarını gelişigüzel tıraş etmiştir. O anlar hâlâ medya tarafından yoğun biçimde incelense de, Britney Spears o sırada boşanmanın arifesindedir ve depresyonla boğuşuyordur. Saçını kazıtmayı, kendini acıdan kurtarmanın ve kamuoyuna mal olmuş hayatında hissettiği çaresizliği biraz dindirmenin bir yolu olarak görmüştür.
Bazı filmler, travmayla mücadele eden, saçını kısmen ya da tamamen kestiren kadınların duygusal deneyimlerini ele almıştır. 1995 yapımı gençlik draması Empire Records‘un Debra karakteri, intihar girişiminin ardından kendini “görünür” kılmak için saçını kazır. Girls dizisinin ikinci sezon finalinde, Hannah Horvath karakteri de kulak zarını, kulak temizleme çubuğuyla deldiği ve günde bir kitap yazmayı başaramadığı kötü bir OKB nöbetinin ardından saçlarını makasla kesiverir. Bu popüler kültür örnekleri, saçlarda yapılan köklü değişimler ile duygusal durumlar arasındaki güçlü ilişkiye dikkat çeker.
Bu durum o kadar benimsenmiştir ki, birinin saç kesimi ciddi bir şekilde değiştiğinde, insanlar otomatik olarak partnerinden ayrıldığını varsaymaktadır. Ancak bu sadece ayrılıklarla sınırlı değildir, herhangi bir yoğun olumsuz duygu durumundayken saçlarını kesen insanlar da vardır. Peki, insanlar neden sıkıntılı olduklarında saçlarını kestirmek isterler?
Pek çok insan saçlarını kesmenin onlara bir özgürleşme şansı verdiğini düşünmektedir. Kendilerini ağırlaştıran duygusal yükleri olduğundan saçları gibi önemsiz bir şeyden kurtulmak, kendilerini daha hafif hissetmelerini sağlamaktadır. Bu durum onlara, eğer saçlarının mecazi “ağırlığının” bir kısmını keserlerse, bunun göğüslerindeki ağırlık hissini azaltacağı yanılsamasını vermektedir. Saç dışarıdaki insanlara karşı kişinin duygu durumunu ifade eder. Saç ne kadar uzun olursa bakım da o kadar zor olur. Bu sorumluluktan vazgeçmek bazı insanlar için bir başa çıkma mekanizması kaynağı olabilmektedir.
Bazen bir kişi, duygularından ve hayattaki koşullardan bunaldığını hissettiğinde, üzerinde kontrol sahibi olabileceği kolay bir şey bulmaya çalışır. Bu sebeple saçlarını kesmek onlara, işler ne kadar karmaşık olursa olsun, saçlarının kendilerine ait olduğu ve onunla ne yapmak istediklerine karar verebilecekleri bir kontrol ve güç duygusu verir. O andan itibaren nasıl görüneceklerini kontrol edebildiklerini bilmek bir doğrulama kaynağı olabilir. Görünümleriyle ilgili kendilerini iyi hissetmelerini sağlar. Ayrıca saçını kestirmek onlara fiziksel benliklerini yeniden keşfetme duygusu verebilmektedir. Saçlarını keserek yeni birine dönüştüklerini görmek, yeni doğmuş kişilikleri hakkında yanlış bir algı oluşmasına neden olmaktadır.
Saç kesmek en iyi başa çıkma mekanizması değil, ancak profesyonel danışman Liz Hughes bunun o kadar da kötü olmadığını söylemiştir. “Bir ayrılığa tepki olarak saçı değiştirmenin sağlıklı bir dikkat dağıtıcı olabileceğini düşünüyorum. Küçük dozlardaki herhangi bir değişikliğin olumlu bir şey olabileceğine sıradan günlük görünümümüzü değiştirmemize yardımcı olabileceğine inanıyorum."
Psikoterapist Sara Kuburic de aynı fikirdedir ve bu duygulara yönelmenin insanın kendisiyle daha iyi bağlantı kurmasına yardımcı olabileceğini belirtmektedir. "Sonunda gerçekte kim olduğunuzu anlamak istediğinizi hissediyorsanız, duygular size ihtiyacınız olan itici gücü sağlayabilir."
Yine de Hughes, duygusal saç kesiminin stresle başa çıkmak için tek stratejiniz olmasını doğru bulmuyor, çünkü bu durumu çevreleyen duygularımızdan kaçınmamıza neden olabilmektedir. "Eğer gerçekten yeni bir şey yapmak istiyorsanız, değişime gidin derim, ancak ilk etapta saçınızı kesmek istemenizin nedenlerini veya duygularını tekrar gözden geçirdiğinizden emin olun."
Saçları uzatmak, hayata, iletişime veya bir işe yeniden başlamayı simgeleyebilir. Kuburic bazen bu dürtüyle savaşmaya gerek olmadığını söylemektedir. Yine de, insanın kendisini sakinleştirmesinin daha iyi yollarını bulmayı tavsiye etmektedir. Kararınızı vermeden önce ilk etapta neden saçınızı kestirmek istediğinizi kendinize sormanızı tavsiye etmektedir. Kuburic, "Belki daha fazla dinlenmek, vücudumuza bakmak veya bir destek sistemi bulmak saç kesiminden daha faydalı olabilir." diyerek önerilerini sunmaktadır.
Benzer şekilde Hughes, tamamen saçınızı kesmemenizi tavsiye etmemekle birlikte bunu düşünmek için kendinize biraz zaman vermenizi istemektedir. "Hayatta 24 saat içinde verilmesi gereken çok az karar var" diye de belirtmektedir. “Saçınızı değiştirmenin uzun vadeli etkilerini düşünmek için kendinize birkaç hafta verin. Birkaç hafta sonra hâlâ %100 kararlıysanız, devam edin.”