Sinema deyince akla ilk gelenlerden biri olan patlamış mısır, binlerce yıl önce Kuzey ve Orta Amerika’daki insanlar tarafından hem atıştırmalık olarak tüketiliyor hem de kişisel süslemeler için kolye olarak kullanılıyordu. Mısırın muhteşemliği ise muhtemelen yanlışlıkla ateşe fırlatıldığı zaman ortaya çıkmıştır.
Arkeologlar, New Mexico mağaralarında 4.000 yıldan daha eski olduğunu düşündükleri patlamış mısır taneleri buldular. İspanyol kâşifler, Meksika’da Aztek Kızılderililerinin “patlamış mısır dansları” sırasında giydikleri çelenkleri, başlıkları ve süsleri yapmak için patlamış mısır kullandıklarını keşfettiler.
Ekilen temel mısır çeşitlerinden sadece bazı türleri patlar. “Zea Mays Everta” gibi bazı mısır çeşitleri, özellikle patlamış mısır yapmak için yetiştirilmektedir. Normal mısırla kıyaslandığında patlamış mısır perikarp adı verilen daha sert bir kabuğa sahiptir ve içeriğindeki nişasta miktarı daha fazladır. Diğer kuru mısır türleri, ısıtıldığında hafifçe patlayabilir veya hiç patlamayabilir. Bununla birlikte patlamış mısır, tadı ve patlayabilme gücü bakımından diğer mısır türlerinden ayrılmaktadır.
Patlamış mısırın yaklaşık %14’ünü oluşturan su, mısır tanesinin yumuşak nişastalı merkezinde bulunmaktadır. Isıtıldığında çekirdeğin içindeki doğal nem, buhara dönüşür. Oluşan buhar, patlamaya yetecek kadar basınç oluşturur. Sıcaklığın artmasıyla oluşan basınç, kabuk yırtılıp patlayana kadar artarak devam eder. Patlamanın etkisiyle bir mısır tanesinin hacmi 30 katına kadar çıkabilmektedir.
Yapılan testler, bir seferde patlayan mısır miktarına bağlı olarak en iyi patlama sıcaklıklarının yaklaşık 175°C ile 275°C arasında olduğunu göstermiştir. Bu sıcaklıklara ulaşan çekirdek içindeki buhar, mısır tanesini yumuşatır ve genişletir. Böylelikle çekirdek içinde oluşan iç basınç daha da yükselir. Kimyagerlerin söylediğine göre bir çekirdeğin içindeki sıcaklık 177°C’ye ulaştığında genleşen buhar ve aşırı derecede ısınan suyun etkisi ile kabuğun iç basıncı, yeryüzündeki atmosferin dokuz katına çıkar.
Çekirdekteki nem miktarı çok önemlidir. Çok fazla olursa basınç, nişastayı dışarı atmaya yetecek kadar yükselemeden çekirdek duvarı erir veya çatlar. Çekirdeğin içindeki nişasta türü, patlayan mısırın ne kadar genişleyeceğini belirler. Yoğun nişastalı olan mısırlar, diğerlerine nazaran daha hacimli bir hâl alır. Bununla birlikte, çatlak veya kırılmış mısır taneleri çok daha küçük patlar veya patlamaz. Bunun nedeni ise çekirdeğin dış kabuğu zarar gördüğünde ısıtma sırasında içeride oluşan su buharı çatlaktan kolayca kaçabilir. Su buharının sıkışmasıyla oluşan basınç oluşamaz.
Scranton Üniversitesi'nde yapılan bir çalışmada, patlamış mısırın besleyici değerinin şaşırtıcı şekilde yüksek olduğu keşfedilmiştir. Patlamış mısırda bulunan “polifenol” adı verilen antioksidan madde miktarının bir porsiyon meyve için ortalama 160 mg olurken patlamış mısır için porsiyon başına 300 mg kadar olduğu bulunmuştur. Ek olarak, bir porsiyon patlamış mısır, ABD’de kişi başına günlük ortalama polifenol alımının yüzde 13’ünü karşılamaktadır. Yapılan çalışmalar göstermektedir ki bu bileşik, kanser, kalp hastalıkları, diyabet ve sinir sistemi hastalıklarından korunmaya yardımcı olmaktadır.
Bir başka şaşırtıcı araştırma sonucu ise patlamış mısırın içeriğindeki polifenollerin büyük kısmının aynı zamanda en lifli kısım olan kabukta bulunmasıdır. Benzer şekilde aynı kabuk kısmı, dişlere takılıp kolaylıkla çıkmama eğilimi nedeniyle herkesin nefret ettiği kısma denk gelmektedir.