İtaatkar biri misiniz yoksa isyankar mı? Kendinizi herhangi bir durum içerisinde itaat ederken yakaladığınız oluyor mu? Ya da itaat etmenizi gerektiren durumlarda verdiğiniz tepkiler nasıl oluyor?
20. Yüzyıl Savaşları'nda, 148 milyon insanın öldüğü ve 250 milyon insanın sakat kaldığı bilinmektedir. Katliamların ve işkencelerin çok fazla olduğu bu dönemde sosyal psikolog olan Stanley Milgram, otoritenin itaat üzerindeki etkisiyle ilgili psikolojik bir deney yapmıştır. 1963 yılında yapılan ve literatüre "Milgram Deneyi" olarak geçen deney, insanların sosyal uyaranlar aracılığıyla etik dışı davranışlar sergileyebileceklerini incelemek için tasarlanmıştır. Deneyde, katılımcılara öğretmen rolü verilir ve bir öğrenciye test aracılığıyla uygulayacakları elektrik şokları vermeleri beklenmektedir. Öğrencinin yanıtları yanlış olduğunda, araştırmacılar tarafından öğretmenlere daha yüksek voltajda şok vermeleri söylenmektedir.
Deney için 20 ila 50 yaş arasında, gazete ilanı yardımıyla 40 erkek katılımcı seçilmektedir. Denekler laboratuvara geldikleri zaman ücretlerini almakta ve deneklere bu ücretin oraya gelmelerinin karşılığı olarak alındığı söylenmektedir. Deney öncesinde deneklere, cezanın öğrenme yeteneği üzerindeki etkisinin inceleneceği bir çalışma olacağı belirtilmektedir. Deneklere, öğretmen ve öğrencinin kurayla belirleneceği söylenmiştir fakat kura hileli ayarlanmıştır. Bu doğrultuda, kurada çekilen iki kağıtta da "öğretmen" yazmaktadır. Böylelikle, tüm katılımcılar öğretmen rolündedir. Öğrenci olarak önceden ayarlanmış bir kişi seçilir, yani aslında öğrenci bu role hazırlanmış bir işbirlikçidir.
Deneyde üç kişi bulunmaktadır: Denek öğretmen, işbirlikçi öğrenci ve otorite figürü olan araştırmacı. Denek öğretmen ve işbirlikçi öğrenci birbirlerini duyabilecekleri fakat göremeyecekleri ayrı odalara alınmaktadır. Öğretmenin odasında gri laboratuvar önlüklü, resmi duruşlu araştırmacı da bulunmaktadır. Denek, öğrenciye birtakım kelimelerle ilgili sorular soracak ve yanlış verilen her cevapta verilecek olan şokun değeri 15 volt artırılacaktır. Deneğe bu işlemin ne kadar can acıtabilecek bir deney olduğunu anlayabilmesi için deney başlamadan önce 45 voltluk örnek şok uygulanmaktadır. Deney başlar ve öğrenci sorulara sık sık yanlış cevaplar vermektedir. Denek, yanlış cevap karşılığında öğrenciye şok verdiğini zannetmekte, oysa gerçekte öğrenciye hiçbir şekilde şok verilmemektedir. Şok makinesine bir kayıt cihazı bağlıdır. Bu kayıt cihazında şok miktarına göre önceden kaydedilmiş çığlık sesleri mevcuttur ve deneklere şok verildikçe kayıt cihazından gelen sesler duyulmaktadır. Artan voltajla birlikte öğrenciden gelen inlemeler ve feryatlar artmaktadır. Öğrenci, 195 voltta gelindiği zaman kalp rahatsızlığı olduğunu söylemekte ve deneyin durdurulmasını istemektedir. 285 voltta acı çığlıklar eşliğinde bağırmaktadır. 315 voltta ise sorulara yanıt vermeyi reddetmektedir. Sonraki şokta ise artık sessizliğe bürünmektedir. Denek, deneyin herhangi bir aşamasında deneyi durdurmak istediğinde, araştırmacı sırayla: "Lütfen devam ediniz", "Deney için devam etmeniz gerekiyor", "Devam etmeniz kesinlikle çok önemli", "Başka seçeneğiniz yok", "Devam etmek zorundasınız" gibi sözlü uyaranlarda bulunmakta ve tüm uyarılara rağmen denek uymayı reddediyorsa deney durdurulmaktadır.
Deney sonucunda 40 denekten 26'sının, vicdanlarıyla çatışmalarına rağmen en yüksek volt olan 450'yi uyguladıkları görülmüştür. Kalan 14 denek ise, en yüksek seviyeye ulaşmadan deneyi durdurmuştur. Deneklerden hiçbiri 300 volt öncesinde durmamıştır. Deney esnasında bazı deneklerde aşırı terleme, titreme ve kekeleme gibi tepkiler gözlemlenirken; bazı deneklerde beklenmedik bir şekilde gülme krizleri görülmüştür. Milgram'ın gözlemlerine göre, denekler deney ortamından kaçmak istemelerine rağmen, oradan ayrılmak için gerekli kaynaklara sahip olmamakla birlikte bir şekilde onları oraya bağlayan tutucu faktörler bulunmaktadır. Bir otorite figürünün fiziksel varlığı, öğretmen ve öğrenci seçiminin rastgeleliği, deneyi yapanın yetkin bir uzman olduğunu düşünmeleri deneye devam etmelerini sağlayan etmenler arasındadır. Milgram Deneyi'nin sonuçları, tartışmalara sebep olmasının yanında insanların otoriteye karşı boyun eğme duygusunun güçlü olduğunu ve sosyal uyaranlar aracılığı ile insanların etik dışı davranışlar sergileyebileceklerini göstermiştir. Bu duygu; sosyal psikoloji, kültürel etkiler ve kişisel deneyimler gibi birçok faktörün etkisi altında oluşmakta ve kişilerin kendilerini güvende veya kabul edilmiş hissetmelerini sağlamaktadır. Ancak, insanların otoriteye boyun eğme duygusu, her durumda aynı değildir. Kişisel değerler, inançlar ve cesaret gibi faktörler de otoriteye karşı direnme duygusunun oluşmasına neden olabilmektedir. Ayrıca, insanların otoriteye karşı direnme duygusu, özellikle otoritenin haksız veya zararlı olduğu durumlarda, doğal bir tepki olarak kabul edilmektedir.
Perry, G., Brannigan, A., Wanner, RA ve Stam, H. (2020). Milgram'ın İtaat Deneylerinde Güvenilirlik ve İnanılmazlık: Yayınlanmamış Bir Testin Yeniden Analizi. Social Psychology Quarterly , 83 (1), 88–106. https://doi.org/10.1177/0190272519861952
Yükselbaba, Ü. (2017). OTORİTE VE İTAAT İLE İLGİLİ MİLGRAM DENEYİ . İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 75(1), 227-270 . https://dergipark.org.tr/en/pub/iuhfm/issue/30512/330060 adresinden alınmıştır.
https://www.demenzemedicinagenerale.net/pdf/MilgramOriginalWork.pdf