Küresel ısınmadan bahsederken çoğunlukla olumsuz etkilerinden bahsediyoruz. İklim değişikliği bazı türleri tehlikeye sokarken başka türlerin daha fazla çoğalmasında rol oynayabilir mi?
İstilacı bitki ve hayvan türlerinden oluşan bir kalabalık, ısınan Antarktika'ya şimdiden taşınmakta. İnsanlar ise henüz bu göçmen listesinde değil ve muhtemelen en azından gelecek yüzyıla kadar olmayacak. Bunun temel sebebi, mevcut iklim koşullarının ve arazinin ekinler, yiyecekler ya da hayvanlar için bir dizi biyolojik çeşitliliğe henüz sahip olmamasıdır. İnsanların Antarktika’da yaşayabilmesi için, yerleşik düzenin gereksinimi olan tarımı ya da hayvancılığı uygulayabileceği koşullara sahip olması gerekir. Antarktika, -49°C'ye kadar düşen ortalama kış sıcaklıklarıyla, 321 km/s hızına ulaşan rüzgarlarıyla ve sadece 166 milimetre yıllık yağışıyla dondurucu, yaşanması zor bir yerdir. Dolayısıyla dünyanın en güneyindeki bu kıtanın, en az nüfuslu kıta olması ve sakinlerinin araştırma yapan bir avuç bilim insanı olması şaşırtıcı değil. Ancak teknolojik ilerlemeler ve değişen iklim göz önüne alındığında, acaba bu durum değişebilir mi? Antarktika, dünyanın başka yerlerinde olduğu gibi insan yerleşimini destekleyecek hale gelebilir mi? Antarktika'nın konumunun diğer kıtalara uzak olması da ayrıca bir engel oluşturuyor. Antarktika’nın ortamının yaşamak için uygun olmadığını biliyoruz, fakat aslında sahip olduğu koşullar bazı ülkelerden pek de farklı değil. Örneğin: Kuzey kutbundaki Grönland ya da İzlanda, Norveç, Rusya, Kanada ve hatta Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Alaska'nın yüksek enlem bölgeleri. Antartikayla kıyasladığımız örnekteki yerler, bildiğimiz üzere yerleşik hayata sahiptir. Öyleyse neden Antarktika’da yaşayan insan yok? Avustralya'daki Monash Üniversitesi'nde biyoloji bilimleri profesörü olan Steven Chown: “Tek sorun hava olsaydı, insanların orada uzun vadede bir şansı olabilirdi. Ancak coğrafi izolasyondan dolayı, bu tesisler yalnızca gıda ve diğer malları ithal ederek sürdürülebilir.” diyerek durumu özetliyor.
İklimi ve lokasyonu yerleşik yaşamın mümkün olmadığını düşündürse de aslında 100 milyon yıl önce Antarktika’da yaşam vardı. Ormanlar, kozalaklı ağaçlar, eğrelti otları ve kapalı tohumlular olarak bilinen çiçekli bitkiler gibi bir dizi organizmayla Antarktika iyi gelişmiş bitki örtüsüne sahipti. Profesör Chown diyor ki: "Fosil kayıtlarına göre Antarktika bir zamanlar ormanlar ve dinozorlar için son derece uygun bir iklime sahipti". 2021'de, Antarktika Yarımadası'nın bir parçası olan James Ross Adası'nda bulunan kömür kalıntıları, 100 milyon ila 66 milyon yıl önce arasındaki dönemde oradaki ormanların orman yangınlarıyla yitirildiğine dair kanıtları ortaya çıkardı.
Dünyanın iklimi, yüz milyonlarca yılda, daha soğuk buzul dönemleri ile daha sıcak buzullar dönemleri arasında gidip gelerek değişmekte. Bu yüzden, paleoklimatologlar Antarktika'nın ikliminin gelecekte nasıl olacağını anlamak için uzak geçmişine bakıyorlar. Bir araştırma ekibi, Ross Buz Sahanlığındaki tortu katmanlarını inceleyerek, Batı Antarktika buz levhasının birkaç kez çöktüğünü ve yeniden büyüdüğünü keşfetti. Araştırmacılar, bu tür bir çöküş ve yeniden büyümenin muhtemelen aşırı sıcak buzullar arası dönemlerle ilişkisi olduğunu söyledi. Bu iklimsel dalgalanmalar, halihazırda dalgalanma halinde olan karbondioksit seviyeleri de dahil olmak üzere dünya atmosferinde görülen değişimler ile ilişkilendirildi.
Soğuk buzul dönemleri ile daha sıcak buzul dönemleri tarihsel olarak yüzbinlerce yılda gerçekleşmiş olsa da sera gazı emisyonları artık Dünya'nın iklimini benzeri görülmemiş bir oranda değiştirmektedir. Profesör Chown: “2040 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmazsak, iklim değişikliği ‘Antarktika'daki değişimin en büyük itici gücü olacak’" dedi. Chown, sıcaklıkların artmasıyla oluşabilecek ortamı tahayyül etmek için Antarktika’daki altı adalara ve Güney Amerika'nın en güney kısımlarının ekolojisine bakmayı önermektedir.
Antarktika Yarımadası'nda şu anda yerli otlar, bazı böcekler, göçmen kuşlar ve deniz memelileri yaşamaktadır. Profesör Chown, ısınan bir iklimle birlikte çimenlerde ve çiçeklerde daha fazla çeşitlilik görmemizin muhtemel olduğunu belirtmektedir. Chown, bu eğilimlerin devam etmesiyle birlikte yakın gelecekte daha yüksek sıcaklıkların yaşanması ve artan yağışların daha sık görülmesiyle bitki büyümesinin teşvik edilebileceğini ifade etmektedir. İnsanlarla beraber taşınan istilacı türler olursa da daha fazla bitki Antarktika’ya yerleşebilir. Profesör Chown ortalama küresel sıcaklıklardaki artışın, kıtanın ekolojisini değiştirdiğini söylemektedir. Örneğin; Cape Town, Melbourne ve Avustralya gibi ılıman yerlerde bulunan çayır salkım otunun Antarktika'da bulunduğunu bilinmektedir. Ayrıca, 2022'nin başlarında Antarktika'da tespit edilen bir gentoo pengueni kolonisi de başka bir örnek, çünkü buz sevmeyen bu kuşlar iklim değişikliği sebebiyle Güney’e yöneliyorlar. Tüm bu araştırmalar, Antarktika’nın ikliminin yavaş yavaş değiştiğini ve ileride yaşanabilir bir yere dönüşme ihtimalini ortaya koyuyor. Bu bilgiler ışığında anlıyoruz ki, Antarktika önümüzdeki yüzyılda olmasa da yakın bir gelecekte yalnızca bilim insanlarını değil daha fazla canlıyı misafir edebilir.