Kaşıntı, herkesin gün içerisinde deneyimlediği bir duygudur. Kaşıntı hissini gidermek çoğumuz için rahatlamak anlamına gelse de bazen durumlar değişebilir. Kaşınan bir yeri kaşımaya başlamak, işleri bir anda daha da kötüleştirebilir.
Bir kaşıntıyı kaşımak başta biraz rahatlık sağlar. Bu esnada her ne kadar kaşınmak bize keyif verse de vücut dahilinde kaşınmak hafif bir ağrıya sebep olmaktadır. Berkeley'deki California Üniversitesi'nde hücre ve gelişim biyoloğu olan Diana Bautista, "Kaşıntınız olmadığı sürece ağrı normalde acı vericidir." diyor. Yoğun bir kaşıntıya sahip olmanın bizi geçici mazoşistlere dönüştürdüğü ve vücudumuzun acı tepkisini geri tepmeden zevke çevirdiği düşünülmektedir.
Bu nedenle omurilikteki nöronlar, beyne kaşınma sinyalleri yerine ağrı sinyalleri aktarmaktadır. Daha sonrasında beyin, ağrıyı hafifletmek için bir çeşit nörotransmiter madde olan serotonin adı verilen hormonu salgılamaktadır. Yapılan araştırmaların sonucuna göre; bu serotonin hormonu salınımının aynı zamanda omurilikteki bazı nöronları harekete geçirerek daha fazla kaşıntı hissi oluşturduğu fark edilmiştir.
Kaşıdıkça Kaşınmak Engellenebilir Mi?
Gelişimsel bir biyolog ve Washington Üniversitesi Kaşıntı Çalışmaları Merkezi'nin yöneticisi olan Zhou-Feng Chen, 2007 yılında bu etkileşimleri daha iyi anlamak istemiştir. O ve bir grup araştırmacı, yanlışlıkla kaşıntı sinyallerini omuriliğe ileten küçük bir grup sinir hücresine rastladılar. Çalışmaları, kaşıntı sinyallerinin omurgadan beyne iletilmesinde anahtar rol oynayan ilk "kaşıntı geni" GRPR'nin (Gastrin Salan Peptit Reseptörü) keşfine yol açmıştır.
Zhou-Feng Chen bir açıklamasında "Sorun şu ki, beyin bu ağrı sinyallerini aldığında bu ağrıyı kontrol etmeye yardımcı olmak için bir çeşit nörotransmitter olan serotonin üreterek yanıt veriyor.” demiştir. Fareler kullanılarak yapılan bu çalışmada araştırmacılar, farelerin genetiğini değiştirerek serotonin hormonunun salgılanmasını engellemişlerdir. Sonuç olarak farelerin normal fareler kadar kaşınmadığı fark edilmiştir. Bununla birlikte, genetiği değiştirilmiş farelere serotonin enjekte edildiğinde, kaşınmaya tepki olarak normal kaşınma davranışları geri döndüğü görülmüştür.
İyi haber şu ki çalışma sonucunda elde edilen bulgulara bakıldığında kronik kaşıntı yaşayan insanlar için çeşitli tedavilerin bulunmasına yardımcı olabilir. Hâlâ anlaşılması gereken çok şey olmasına rağmen araştırmacılar, serotonin ile kaşıntıya karışan omurilik nöronları arasındaki iletişimi bozmanın mümkün olabileceğini belirtmişlerdir. Bu şekilde, kaşınma sırasında oluşan ağrı hissine yanıt olarak salınan serotonin, daha fazla kaşınmayı da harekete geçirmemesi beklenmektedir.