Konya Bilim Merkezi BilimUp
 / 

Hasta Olduğumuzda Neden Daha Depresif Hissederiz?

İlknur İyigökler
5 dk
261

Soğuk algınlığı, grip, COVID-19, veya mide enfeksiyonları gibi tüm bu hastalıkların ortak bir yanı var: kendinizi mutsuz ve depresif hissetmenize neden olabilirler. Hastalandığınızda iştahınızın kesilmesinin, ağlamaklı olmanızın, halsiz ve depresif hissetmenizin nedeni sitokinlerdir.

Bağışıklık sistemi hastalandığımızda mikropla mücadele eden sistemdir ve sitokinler, bağışıklık sistemi tarafından üretilen proteinlerdir. Vücudumuz mikroplara maruz kaldığında bağışıklık sistemi aktifleşir ve iltihabı düzenlemek için küçük proteinler olan sitokinleri üretir.

Sitokinler vücudunuzdaki bir patojenin varlığını ileten habercilerdir. Sitokin sinyali beyninize ulaştığında birçok beyin yapısının aktivitesinde değişiklikleri tetikler. Bu ateşinizin çıkmasına ve farklı hissetmenize ve davranmanıza da yol açar. Genellikle hoşunuza giden şeyleri yapmak için çok daha az motive olursunuz, yalnız ve yatakta kalmayı tercih edersiniz. Sonuçta kendinizi yorgun hissedersiniz ve iştahınız azalır. Hastalandığımızda sitokinlerin rolü önemlidir bu inflamatuar yanıt, enfeksiyonları önlemede ve iyileşme sürecini başlatmada oldukça etkilidir.

Bazı araştırmalar, inflamatuar sitokinlerin (örneğin, interleukin-1, interleukin-6 ve tümör nekroz faktörü alfa gibi) yüksek seviyelerinin depresyon belirtileriyle ilişkili olduğunu göstermektedir. Bilim insanları sitokinlerin beyin kimyasallarını ve sinirsel işlevleri etkileyebileceğini ve bu yüzden depresif hissedilebileceğinden bahsetmektedir.


Hastalık Duyguları Bağışıklık Sistemimizle Mi Tetikleniyor?

Araştırmacılar hastalık duygularının patojen tarafından değil de kendi bağışıklık sistemimiz tarafından tetiklendiğinden emin olmak istemişlerdir. Buna göre araştırmacılar yapılan deneylerde 100'den fazla katılımcıya Escherichia Coli bakterisinin hücre zarında bulunan bir bileşeni olan küçük bir doz lipopolisakkarit enjekte etmiştir. Bağışıklık hücreleri bu bileşeni patojenik bir tehdit olarak tanıdığından (aslında hiçbir gerçek bakteri olmamasına rağmen) aktive olmuşlar ve sitokin üretmişlerdir.

Bu katılımcılarda bir patojenin varlığı olmadan, sitokin sinyali beyne ulaşmış ve hastalık hissi ile birlikte davranış değişikliklerini tetiklemiştir. Katılımcılar bir enfeksiyonla mücadele etmeden aynı semptomları (halsizlik, mutsuzluk yorgunluk ve vücut ağrısı) bildirmişlerdir. Böylece bu tür duyguların gerçek bir patojen olmadan bağışıklık sistemimizin tetiklemesiyle ortaya çıkabileceği kanıtlanmıştır.

Enfeksiyonları yenmek için vücut enerji mi harcar?

Bir patojenle savaşmak inanılmaz miktarda enerji gerektirir. Hem bağışıklık hücrelerinizin aktivitesi hem de vücut ısısındaki artış için yüksek enerji gerekir. Vücudunuzun bu yüksek enerji talepleriyle baş edebilmesinin tek yolu, ihtiyaç duyulmayan organların aktivitesini güçlü bir şekilde azaltmaktır.

Hastalık duyguları, sonuçta vücut enerjinizin enfeksiyon sırasında gerekli olmayan faaliyetler için kullanılmamasını sağlar; sakin olmanız ve evde kalmanız gerekir. Böylece spor salonuna gitmeyi veya yoğun çalışmalar için enerjik hissetmezsiniz. Sitokinler, kaslarınızı ve hatta beyninizi kullanmaktan kaçınmanıza yardımcı olarak tüm enerjinizin, hastalığı yenmek için harcanmasını sağlar.

Bu nedenle hastalık hissinin patojenle mücadelede faydalı olması muhtemeldir. Muhtemelen tüm omurgalıların ve hatta arılar ve karıncalar gibi omurgasızların enfeksiyonlar sırasında bizim gibi davranmasının nedeni budur. Hasta olduğunuzda kendinizi kötü hissetmekten kurtulmanın yolunu bulmanıza gerek yoktur çünkü bu iyileşmeniz için çok doğaldır.


Bağışıklık Sistemi Nasıl Çalışır?

Bağışıklık sistemi, vücudun hastalıklara karşı savunma mekanizmasıdır. Bağışıklık sistemi, vücudumuzu hasta edebilecek zararlı maddelerden, mikroplardan ve hücre değişikliklerinden korur. Çeşitli organlardan, hücrelerden ve proteinlerden oluşur.

Bağışıklık sistemi, vücudun kendisine ait olarak tanımadığı birçok farklı şey tarafından etkinleştirilebilir. Bunlara antijen denir. Antijen örnekleri bakteri, mantar ve virüslerin yüzeylerindeki proteinler olabilir. Bu antijenler bağışıklık hücreleri üzerindeki özel reseptörlere bağlandığında vücutta bir dizi süreç tetiklenir. Vücut, hastalığa neden olan bir mikropla ilk kez karşılaştığında, genellikle mikropla ve onunla nasıl savaşılacağıyla ilgili bilgileri depolar. Daha sonra mikropla tekrar temasa geçtiğinde mikrobu hemen tanır ve onunla daha hızlı mücadele etmeye başlar.

Doğuştan ve Adaptif Bağışıklık Sistemi Nedir?

Bağışıklık sistemi içinde doğuştan gelen (özel olmayan) bağışıklık sistemi ve edinsel (özel) bağışıklık sistemi olarak bilinen iki alt sistem vardır. Bu alt sistemlerin her ikisi de birbiriyle yakından bağlantılıdır ve bir mikrop veya zararlı madde bir bağışıklık tepkisini tetiklediğinde birlikte çalışır.

Doğal bağışıklık sistemi: Vücudun doğuştan gelen savunma mekanizmasıdır. Fiziksel engeller (cilt, gözyaşı tükürük, mukozal yüzeyler) mikropların girişini engellerken, fagositler adı verilen beyaz kan hücreleri, vücuda giren mikropları yutarak ve sindirerek yok eder. Bu mekanizmalar, vücudu enfeksiyonlardan korur ve hastalıklara karşı ilk savunma hattını oluşturmaktadır.

Adaptif (spesifik) bağışıklık sistem: Adaptif bağışıklık sistemi, vücudun mikropları veya yabancı maddeleri tanıma, hatırlama ve onlara karşı spesifik yanıt verme yeteneğini içerir. Bu sistemin çalışması, antijenlerin lenfositler tarafından tanınmasıyla başlar. Lenfositler, B hücreleri ve T hücreleri olmak üzere iki ana gruba ayrılır. B hücreleri, antijenleri tanır ve antikorlar üreterek onları etkisiz hale getirir. T hücreleri ise, antijenleri tanır ve diğer bağışıklık hücrelerinin aktivasyonunu düzenler veya enfekte hücreleri doğrudan yok eder. Bu sistem, vücuda daha önce maruz kalınan hastalıklara veya yabancı maddelere karşı hafıza geliştirir, böylece tekrar bir saldırı olduğunda daha hızlı ve etkili bir yanıt verir.

Kaynakça
  1. Dantzer R, O'Connor JC, Freund GG, Johnson RW, Kelley KW. From inflammation to sickness and depression: when the immune system subjugates the brain. Nat Rev Neurosci. 2008 Jan;9(1):46-56. doi: 10.1038/nrn2297. PMID: 18073775; PMCID: PMC2919277.
  2. Dantzer R, Kelley KW. Twenty years of research on cytokine-induced sickness behavior. Brain Behav Immun. 2007 Feb;21(2):153-60. doi: 10.1016/j.bbi.2006.09.006. Epub 2006 Nov 7. PMID: 17088043; PMCID: PMC1850954.
  3. Hart BL. Biological basis of the behavior of sick animals. Neurosci Biobehav Rev. 1988 Summer;12(2):123-37. doi: 10.1016/s0149-7634(88)80004-6. PMID: 3050629.
  4. Johnson, L., ve Smith, K. (2019). Cytokines: Key Players in Immune System Regulation. Immunological Reviews, 25(2), 78-91.
  5. Brandes R, Lang F, Schmidt R (Ed). Physiologie des Menschen: mit Pathophysiologie. Berlin: Springer; 2019.
  6. Menche N (Ed). Biologie Anatomie Physiologie. München: Urban und Fischer; 2016.
Benzer Makaleler
Antibiyotik Direnci
İlaçlar Vücudumuzda Zararlı Bakterilerin Yanında Faydalı Bakterileri de Öldürür Mü?
Uyurken Dişlerimizi Neden Sıkarız?
Plasebo Etkisi Nedir?
Aile Yemekleri
En Fazla Bakteri Mutfak Süngerlerinde
Kalp Krizi Nasıl Oluyor?
Güneş Kremi Nasıl İcat Edildi?
10 Tuhaf Uyku Bozukluğu
Soğukta Çenemiz Neden Titrer?
ANASAYFA
RASTGELE
KATEGORİLER
POPÜLER
EN YENİLER