Konya Bilim Merkezi BilimUp

Görgülü Kuşlar Neden Gördüğünü İşler?

Elmas Nur İbaoğlu
5 dk
962

“Görgülü kuşlar gördüğünü işler, görmedik kuşlar ne görsün ki ne işler?” Günlük hayatımızda duymuş olma ihtimalinizin yüksek olduğu bu atasözü Türk Dil Kurumu tarafından “iyi eğitim alanlar, aldıkları eğitimin gereğini yaparlar; iyi eğitim görmeyenler bir şey yapamazlar” şeklinde açıklanmıştır. Peki atalarımızın keskin gözlemlerinden ve etkili söylemlerinden süzülerek günümüze gelen bu sözün psikoloji dünyasında da karşılık bulabileceğini hiç düşünmüş müydünüz?

Görgü Nedir?

“Görgü” kelimesi bir toplum içinde var olan ve uyulması gereken saygı davranışları, terbiye anlamına gelmektedir. Bununla birlikte bir kimsenin yaşayarak ve deneyerek elde ettiği birikim anlamında da kullanılmaktadır. Görgü kelimesinin sahip olduğu anlamlar sonucunda bahsedilen atasözü halk arasında bireyin anne babasından nasıl davranışlar alırsa onu yansıtacağı şeklinde de yorumlanmıştır.

Gözlemleyerek Öğrenmek Mümkün Müdür? Sosyal Öğrenme Nedir?

Gözlem yoluyla öğrenme kavramı, Kanada’lı psikolog Albert Bandura tarafından geliştirilmiştir. Bandura’ya göre insanlar çevresel olaylara tepki göstererek, ödül ve ceza sonucu bazı davranışları öğrense de öğrenme temelde sosyal bir ortam gerektirir ve bireylerin en önemli öğrenmeleri başkalarının davranışlarını gözlemleyerek oluşur. Sosyal öğrenme kuramı olarak bilinen bu yaklaşımda birey öğrendiği bir davranışı sürekli yapmak zorunda değildir. Hatta bazı davranışlar hiç tecrübe edilmeden de öğrenilebilir. Bireyin herhangi bir davranışı öğrenebilmesi için bir başkasını o davranışı sergilerken gözlemlemesi yeterlidir. Örneğin, pek çoğumuz hayatında hiç silah kullanmamıştır. Ancak izlediğimiz yüzlerce film sayesinde bir silahın nasıl kullanılacağını biliriz. Daha önce hiç silah kullanmamış biri olarak bir poligona gitsek yapacağımız temel davranışlar silahı göz hizamızda tutmak ve hedefe doğrultmak olacaktır. Peki gözlemleyerek bir davranışı öğrenebiliyor olduğumuz halde neden öğrendiğimiz bütün davranışları sergilemiyoruz?



Dolaylı Pekiştirme ve Dolaylı Ceza Nedir?

Bireyler bir davranışı gözlemlerken aynı zamanda o davranışın sonucunu da gözlemlerler. Yani bir davranışın ödüllendirilmesi ya da cezalandırılması onun sonucunu da öğrenmemizi sağlar. Bu yüzden film izleyerek silah kullanmayı öğrensek de birini yaraladığımızda alacağımız cezayı bildiğimizden bu davranışı sergilemekten geri dururuz. Bandura tarafından 1965 yılında yapılan “Bobo Oyuncağı” deneyi bu durumu özetlemektedir. Deneyde bir grup çocuğa yetişkin bir modelin oyuncak bir bebeğe vurma, tekme atma gibi şiddet davranışları uyguladığı bir film izletilmiştir. İlk gruptaki çocuklar modelin bu davranıştan sonra pekiştirildiği yani bu davranışının onaylandığı bir film izlemişlerdir. İkinci gruptaki çocuklar modelin davranışının cezalandırıldığı, üçüncü gruptaki çocuklar ise modelin ne cezalandırıldığı ne de pekiştirildiği nötr bir film izlemişlerdir. Daha sonra üç gruptaki çocuklara da oyuncak verilmiş ve oyuncağa karşı saldırganlıkları ölçülmüştür. Araştırma sonucunda ilk gruptaki çocukların en saldırgan, ikinci gruptaki çocukların ise en az saldırgan davranış sergileyen grup olduğu görülmüştür. Yani ilk gruptaki çocuklar şiddet davranışlarının onaylandığını gördüklerinden dolaylı olarak pekiştirilmiş, ikinci gruptaki çocuklar ise dolaylı olarak cezalandırılmıştır. Bu deney sonucunda Bandura bireylerin hem işlevsel hem de işlevsel olmayan davranışları gözlem yoluyla öğrendiğini belirtmiştir.

Öğrenirken Kimi Rol Model Alırız?

Bandura’ya göre bir davranışın sergilenmesinde kişi, çevre ve davranışın ortak etkileşimi söz konusudur. Bir insanın psikolojik işleyişini ve davranışını anlayabilmek için öncelikle kişi, davranış ve çevre arasındaki karşılıklı etkileşimi anlamak gerekir. Bireyin içerisinde en çok vakit geçirdiği çevre olduğu varsayılan aile ortamı bu nedenle önem kazanır. İçerisinde bulunduğumuz çeşitli ortamlarda farklı bireyleri model alabiliriz. Ancak model alınan kişinin özellikleri gözlemcinin o davranışı sergileme durumunu etkiler. Daha yüksek statülü bir modelin davranışları, sonucu bilinmese dahi gözlemci tarafından yüksek düzede taklit edilir. Gözlemciyle eşit statüde bir modelin davranışları ise sonuçları olumluysa yüksek düzeyde taklit edilirken sonuçları olumsuzsa davranışın taklidi hemen kesilir. Daha düşük statüde bir model ise davranışın sonucu ne olursa olsun gözlemcinin davranışında çok az etkiye sahiptir. Bu durum kişinin, eğitimi ve gelişimi açısından önemli etkiye sahip olan ve otorite figürü olarak gördüğü bireyleri daha fazla model alma eğiliminde olduğunu göstermektedir. Örneğin anne babalar veya öğretmenler potansiyel rol modellerdir. Ancak ebeveynler, normal şartlarda, çocuklar en çok onların davranışlarına maruz kaldıkları için bu modeller arasında en önemli olanlardır. Anne ve babalarımızdan gözlemlediğimiz davranışlar gelişimlerimizde belirleyicidir. Çocukluğumuzdan itibaren cinsiyet rollerimizi kazanmak gibi pek çok farklı konuda ebeveynlerimizi model alırız.

Rol Model Olarak Anne Babalar

Anne ve babamızdan gördüğümüz davranışları içselleştirme ve bunları sergileme konusunda sahip olduğumuz bu eğilimin toplumdaki ifadesi “Görgülü kuşlar gördüğünü işler, görmedik kuşlar ne görsün ki ne işler?” şeklinde olmuştur. Bu konuda yapılan bilimsel araştırmalar da çocukların gelişiminde ebeveyn modelliğinin önemini vurgular nitelikte. Sonuç olarak çocuklar herhangi bir davranışı sözlü uyarılar, kurallar ya da cezalardan ziyade anne babasından gözlemleyerek öğreniyor. Bu nedenle anne babalar etkili, doğru ve bilinçli rol modeller olabilmek için çalışmalıdır.

Kaynakça

1. Burger, J. M. (2006). Kişilik. Kaknüs yayınları.

2. Ceyhan, Ş. (2020). Sosyal öğrenme kuramları ile flüt derslerinin niteliği artırılabilir mi? Sahne ve Müzik Eğitimi Araştırma e-Dergisi. 11. 210-235.

3. Chlosta, S., Patzelt, H., Klein, S. B. ve Dormann, C. (2012). Parental role models and the decision to become self-employed: The moderating effect of personality. Small Business Economics. 38. 121-138. DOI 10.1007/s11187-010-9270-y

4. Cüceloğlu, D. (2012). İnsan ve davranışı. (25. Basım). Remzi Kitabevi.

5. Türk Dil Kurumu (2022). https://sozluk.gov.tr/ (Erişim Tarihi: 11.03.2023).

6. Olson, M. H. ve Hergenhahn, B. R. (2016). Öğrenmenin Kuramları. (9. Basım). Nobel.

Benzer Makaleler
Herkesten Üstün Olduğunu Zannetmek: Narsizm
“Öpeyim De Geçsin!” Sözü Bilimsel Bir Gerçekliğe Sahip Olabilir Mi?
“Her Şey Senin Kafanın İçinde!”: Dijital İletişimde Şiddet
Öfke Duygusu Hedefinize Ulaşmanızı Kolaylaştırır Mı?
Şarkılar Neden Aklımızda Bozuk Plak Gibi Çalıp Durur?
Nostalji Sevmeye Programlı Olabilir Misiniz?
Düzeni Sağlamak; Kırık Camlar Teorisi
Parkinson Yasası  Nedir?
Cahil Cesareti: Dunning-Kruger Sendromu
Concorde Yanılgısı: Yanlış Yoldayım Ama Yol Nasıl Güzel
ANASAYFA
RASTGELE
KATEGORİLER
POPÜLER
EN YENİLER