Bazen doğuştan tembel ya da doğuştan çalışkan biri olduğumuzu iddia ederiz. Peki, işi biraz daha ileriye taşıyıp doğuştan üniversiteli olabilir miyiz? Yani elde ettiğimiz akademik başarılar genlerimizle alakalı olabilir mi?
Yeni bir çalışma, çocukların akademik başarıdan zevk alıp almayacaklarının artık doğumda tahmin edilebileceğini öne sürmektedir. Çalışmada, ebeveynlerin sosyoekonomik durumunun ve çocukların kalıtsal DNA farklılıklarının, eğitim başarısında güçlü etkileri olduğu bulunmuştur.
1994 ve 1996 yılları arasında Birleşik Krallık'ta doğan 5.000 çocuğun verileri incelenmiştir. Araştırmacılar, çocukların ebeveynlerinin eğitim düzeyi ve mesleki durumunu analiz etmişlerdir. Ayrıca, kalıtsal genetik farklılıkların çocukların eğitim başarısını nasıl etkilediğini test etmek için genom çapında poligenik puanlama (DNA varyantlarının etkisini toplayan istatistiksel bir teknik) kullanılmıştır. Yüksek poligenik puanları olan çocukların, düşük poligenik puanları olan çocuklara oranla başarılarında önemli ölçüde farklılık olduğu gözlemlenmiştir.
Poligenik skor (PGS) veya poligenik risk skoru (PRS), bireyin bir özellik veya hastalığa karşı genetik yatkınlığının tahminidir. Ayrıca poligenik skor, birçok genetik varyantın bir bireyin fenotipi üzerindeki tahmini etkisini özetleyen bir sayıdır. Poligenik puanlama, bu hastalıklara sahip olan ve olmayan bireylerin genomlarını karşılaştırarak hesaplanmaktadır. Bilgisayarda işlenen veriler, bu kişinin belirli bir hastalığa yakalanma riskini nasıl etkilediğini tahmin etmek için istatistikleri kullanmaktadır. Bu sonuçlar poligenik risk skorlarını vermektedir.
Araştırma sonuçları, okul başarısı için gerekli genlere sahip olmanın, yüksek eğitimli ve varlıklı ebeveynlere sahip olmak kadar faydalı olmadığını göstermektedir. Yapılan araştırmaya göre; eğitim için yüksek bir genetik eğilime sahip, ancak daha düşük bir sosyoekonomik duruma sahip çocukların yalnızca %47'si üniversiteye gidebilmiştir, bu oran düşük bir genetik eğilime sahip ancak ebeveynleri daha varlıklı olan çocuklar için %62 olarak bulunmuştur. Aynı zamanda varlıklı ve iyi eğitimli bir aileden gelen, yüksek genetik eğitim eğilimine sahip çocukların %77'sinin üniversiteye gitmesiyle en büyük avantaja sahip olduğunu bulmuşlardır. Bu arada, düşük sosyoekonomik statüye ve düşük genetik eğilime sahip ailelerin çocuklarının sadece %21'inin yüksek öğrenime devam ettiği bulunmuştur.
Araştırma sürecinde, Birleşik Kırallık'taki üniversite öğrenim sürecinin ekonomik gerekliliği, çocukların üniversiteye olan yerleşim uzaklığı ve diğer toplumsal ekonomik parametreler bağımsız tutulmuştur. Dolayısıyla sonuçlar farklı ülkeler ve toplumsal yapılarda değişkenlik gösterebilmektedir.
Çalışmanın baş yazarı Sophie Stumm, bu bulguların gözlemsel olsa da, çocukların farklı genetik yapıları ve aile geçmişleri nedeniyle eğitimde eşit fırsatlara sahip olmadıklarını gösterdiğini söylemektedir. Hatta nereden geldiğinizin okulda ne kadar başarılı olduğunuz üzerinde büyük etkisi olduğunu ifade etmiştir. Ancak, kesin yargılar kullanmamakla birlikte farklı açılardan da konuya bakılması gerektiğini ve daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu belirtmiştir.