Konya Bilim Merkezi BilimUp

Dikkat Mikrobiyatanız Öldükten Sonra Sizi Yiyor!

İlknur İyigökler
7 dk
1132

Her insan vücudu, sağlık için önemli olan trilyonlarca mikroorganizma topluluğunu içerir. Bu mikroorganizmalar, yiyecekleri sindirmenize, temel vitaminleri üretmenize, enfeksiyonlardan korunmanıza ve diğer birçok önemli işlevi yerine getirmenize yardımcı olur. Buna karşılık, bu mikroorganizmalar çoğunlukla bağırsaklarınızda, sabit bir yiyecek kaynağı ve sıcak bir ortamda yaşarlar. Peki siz öldükten sonra bu bağırsak mikroorganizmalarına ne oluyor?

Çürüyen Bedendeki Canlılar: Nekrobiyom Nedir?

Ölüm sonrası vücudun parçalanmasıyla mikroplarınız çevreye saçıldığında, gerçek dünyada hayatta kalamadığı bilinmekteydi. Ancak nekrobiyomu (çürüyen bir bedenin içinde, üzerinde ve çevresinde yaşayan mikroplar) inceleyen bir çevre mikrobiyoloğu ve ekibi yakın zamanda yayınlanan araştırmalarında mikroplarınızın siz öldükten sonra yaşamaya devam ettiğine dair kanıtlar paylaştı. Aynı zamanda bu kanıtlar yeni yaşamın gelişebilmesi için vücudun geri dönüştürülmesinde de önemli bir rol oynadığından söz ediyor.


Ölümden Sonra Mikrobiyal Yaşam Nasıldır?

Öldüğünüzde kalbiniz vücudunuza oksijen taşıyan kanın dolaşımını durdurur. Oksijenden mahrum kalan hücreler, otoliz adı verilen bir süreçle kendilerini sindirmeye başlar. Normalde enerji veya büyüme için karbonhidratları, proteinleri ve yağları kontrollü bir şekilde sindiren bu hücrelerdeki enzimler, hücreleri oluşturan zarlar, proteinler, DNA ve diğer bileşenleri parçalamaya başlar.

Bu hücresel parçalanmanın ürünleri, bakterileriniz için mükemmel besindir ve eğer onları kontrol altında tutacak bağışıklık sisteminiz ve sindirim sisteminizden gelen düzenli bir besin kaynağı olmazsa, bakteriler bu yeni besin kaynağına yönelirler.

Bağırsak bakterileri ve özellikle Clostridia adı verilen bir bakteri sınıfı, organlarınıza yayılır ve çürüme adı verilen süreçte sizi içten dışa doğru sindirir. Vücutta oksijen olmadığında anaerobik bakteriler, fermantasyon gibi oksijen gerektirmeyen enerji üretimine ihtiyaç duyar. Bu durum, çürüme sırasında belirgin kokulu gaz ile kendini belli eder.

Mikroplar ölmekte olan bedene uyum sağlamanın çeşitli yollarını geliştirmişlerdir. Batan bir gemideki fareler gibi, bakterileriniz de yakında konakçılarını terk etmek zorunda kalacak ve kolonileşecek yeni bir konakçı bulana kadar dünyada hayatta kalmaya çalışacaktır. Vücudunuzdaki karbon ve besinlerden faydalanmak onların sayılarının artmasını sağlamaktadır. Daha büyük bir nüfus, en azından birkaçının daha zorlu ortamda hayatta kalma ve başarılı bir şekilde yeni bir beden bulma olasılığının daha yüksek olduğu anlamına gelir.

Toprağa Gömülen Bedene Ne Olur?

Eğer toprağa gömülüyseniz, vücudunuz parçalandıkça mikroplarınız çürüme sıvısıyla birlikte toprağa akar. Tamamen yeni bir ortama girerler ve toprakta tamamen yeni bir mikrobiyal toplulukla karşılaşırlar.

İki farklı mikrobiyal topluluğun karışmasında popülasyonun yani yaşayan bakteri sayısının büyüklüğü; orada hangi topluluğun hakim olduğu ve hangi mikropların aktif olduğu, mikropların ne kadar çevresel değişim yaşadığı ve oraya ilk kimin geldiği gibi çeşitli faktörlere bağlıdır. Mikroplarınız, vücudunuzun içindeki sabit ve sıcak ortama uyum sağlayarak, sürekli yiyecek alırlar. Buna karşılık, toprak yaşamak için özellikle zorlu bir yerdir. Örneğin, kimyasal ve fiziksel değişimlerine ve sıcaklık, nem ve besin maddelerinde büyük dalgalanmalara sahip oldukça değişken bir ortamdır. Dahası, toprak hali hazırda, bu çevreye iyi adapte olmuş ve muhtemelen yeni gelenlere üstünlük sağlayacak ayrıştırıcılarla dolu olağanüstü çeşitliliğe sahip bir mikrobiyal topluluğa da ev sahipliği yapmaktadır.


Mikrobiyatanız Siz Ölseniz Bile Yaşıyor!

Mikroplarınızın vücudunuzun dışına çıktıklarında öleceklerini varsaymak kolaydır. Ancak bu konu üzerinde çalışan araştırma ekibi, vücut ile ilişkili mikropların DNA imzalarının, çürüyen bir bedenin altındaki toprakta, toprak yüzeyinde ve mezarlarda, vücudun yumuşak dokuları ayrıştıktan aylar veya yıllar sonra bile tespit edilebileceğini göstermiştir. Bu durum, bu mikropların hâlâ canlı ve aktif olup olmadığı, yoksa yalnızca uyku halinde olup yaşam sağlayacağı yeni bir konağı mı beklediği sorusunu gündeme getirmiştir.

Yapılan araştırmalar, mikroplarınızın yalnızca toprakta yaşamakla kalmayıp aynı zamanda vücudunuzun ayrışmasına yardımcı olmak için doğal toprak mikroplarıyla işbirliği yaptığını da göstermektedir. Laboratuvarda, toprağın ve konakçıyla ilişkili mikroplarla dolu çürüme sıvılarının karıştırılmasının, çürüme oranlarını arttırdığını göstermiştir.

Ayrıca konakçıyla ilişkili mikropların nitrojen döngüsünü arttırdığı da bulunmuştur. Azot yaşam için gerekli bir besindir, ancak Dünya'daki nitrojenin çoğu, organizmaların kullanamadığı atmosferik gaz halinde bulunur. Ayrıştırıcılar, proteinler gibi nitrojenin organik formlarının, mikropların ve bitkilerin kullanabileceği amonyum ve nitrat gibi inorganik formlara dönüştürülmesinde kritik bir rol oynar.

Bu araştırmadaki yeni bulgular, mikroplarımızın, proteinler ve nükleik asitler gibi nitrojen içeren büyük molekülleri amonyuma dönüştürerek, bu geri dönüşüm sürecinde muhtemelen rol oynadığını göstermektedir. Topraktaki nitrifikasyon bakterileri daha sonra amonyumu nitrata dönüştürebilmektedir.


Ölü Bedendeki Mikropların Ekosisteme Faydası Nedir?

Besin maddelerinin döküntülerden veya cansız organik maddelerden geri dönüştürülmesi, tüm ekosistemlerde temel bir süreçtir. Karasal ekosistemlerde ölü hayvanların veya leşlerin ayrışması biyolojik çeşitliliği besler ve besin ağlarında önemli bir bağlantıdır.

Yaşayan hayvanlar, bir ekosistemin karbon ve besin döngüleri için bir tıkanmadır. Yaşamları boyunca arazinin geniş alanlarından besinleri ve karbonu yavaş yavaş biriktirirler ve öldüklerinde geçimini leşlerden sağlayan mikroplara, toprak faunasından ve eklem bacaklılardan oluşan bir besin ağına biriken karbonu aktarırlar. Yani tüm yaşam-ölüm süreci canlılardan karbonun ve enerjinin döngüsünden ibarettir. Kimyasal olarak yaşayan canlıların tümü karbon bazlıdır, karbonun 4 bağ yapabilme kapasitesi ve karbona bağlanan birkaç element milyarlarca çeşitlilikteki canlı formlarının oluşmasında görev alır. Aslında canlı formlarının enerji yani yaşamını sağlayan karbondur. Termodinamiğin birinci kanununa göre; enerji yoktan var vardan yok edilemez. Bu durumda yeryüzünde yaşayan tüm canlıların karbon yükünün başka bir canlı forma aktarılması gerekmektedir. Bizler de öldüğümüzde bedenimizdeki karbon yükü topraktaki ve vücudumuzdaki bakterilere aktarılır. Bu bakteriler bedenimizde kalan organik yükleri yalnızca kendileri için kullanmaz, ayrıca başka formlara dönüştürüp diğer canlı ve hatta cansız formlar için kullanılabilir hale getirirler.

Böcek ve hayvan leş yiyicileri, ekosistemdeki besinlerin daha fazla yeniden dağıtılmasına yardımcı olur. Ayrıştırıcı mikroplar, vücudumuzdaki besin açısından zengin organik moleküllerden oluşan maddeleri diğer organizmaların yeni yaşamı desteklemek için kullanabileceği daha küçük, biyoyararlanımı daha yüksek formlara dönüştürür. Çürüyen bir hayvanın yakınında bitki yaşamının geliştiğini görmek alışılmadık bir durum değildir. Bu, vücuttaki besinlerin ekosisteme geri dönüştürüldüğünün gözle görülür kanıtıdır.


Benzer Makaleler
Toprak Verimi Nedir, Nelere Bağlıdır?
Bakteriler Milyarlarca Yıllık Sıtma Hastalığının Çözümü Olabilir Mi?
Pastörizasyon Gıdanın Bozulmasını Nasıl Engeller?
Yağmur Sonrası Gelen Toprak Kokusu: Petrikor
Probiyotiklerle Kilo Vermek Daha Kolay
Verimsiz Toprakları Verimli Hale Getirmenin Bir Yolu: Toprak Nakli
Antibiyotik Direnci
En Fazla Bakteri Mutfak Süngerlerinde
Toprak Kaybı -  Erozyonun Etkileri
Dünyanın En Tehlikeli 10 Hayvanı
ANASAYFA
RASTGELE
KATEGORİLER
POPÜLER
EN YENİLER