Ceviz ağacının fotoğraf çektiği düşünülmektedir. Ağaç hiç fotoğraf çeker mi? Ağaç kesilip işlenirken bazı şekiller ve figürler gözlemlenmiştir.
Marangozlar enine kesilmiş ceviz ağaçlarından mobilya yaptıkları zamanlarda bu kesit üzerinde birçok hayvan ve insan figürüyle karşılaştıklarını sıklıkla belirtmişlerdir. Bunun üzerine yapılan yeterli araştırma bulunmasa da, ağaç gövde kesitlerinin dış faktörlerden etkilenerek halkasal yapılarını değiştirdikleri bilinmektedir. Ağaç gövdelerinde öz bölümü bulunmaktadır, normal gelişme gösteren ağaçların gövde kesitinin ortasında yer almaktadır. Öz, ilk yıllarda ağacın kökleri ile aldığı suyu yapraklara iletme görevi görür. Yapraklı ağaçların hacmini 4 tip hücre kapsamaktadır. Bu hücreler başlıca traheler, lifler, paranşima hücreleri ve öz ışınlarıdır. Ağaçlarda bu hücreler belirli oranlarda bulunur, bu oranlarda her ağaç için değişebilmektedir. Ceviz, kiraz gibi geniş yapraklı ağaçlar yarı halkalı traheli gruba girmektedir, bunlarda trahe yoğunluğu veya çapları ilkbahardan yaza doğru yavaş yavaş azalır. Özün rengi ise genetik olarak koyudur.
Ceviz ağacına her gördüğünü çekiyor şeklinde bir yorum yapmak doğru olmaz; ancak bu tip görüntülerin oluşması aşırı koşullarla karşılaşmış olduğunun bir göstergesi olabilir. Yangın, yoğun bir kuraklık dönemi, hastalık gibi dış faktörler ağacın öz bölümünde bu biçimde desenlere sebep olmuş olabilir. Cevizde bu kadar net ve koyu bir görüntünün alınması ise, öz odununa renk veren maddeler yalnızca paranşima hücrelerinde bulunmaz, aynı zamanda diğer hücrelerin lümen ve çeperlerinde de mevcuttur.
Ağaçlar etraflarında gelişen koşullardan etkilenir ve bu koşulları morfolojilerinde taşımaya başlarlar. Gözleri olmayan, elleri olmayan bir canlının habitatıyla etkileşiminde birçok faktör vardır. Fotoğraf çekiyorlar diyemesek de onlar da bizler gibi kendi tarihlerinin izlerini taşımaktadırlar.
Yaşar Kemal "Tek Kanatlı Kuş" adlı romanında ceviz ağacıyla ilgili şunu aktarmıştır:
"Ceviz ağacı çok değerlidir ama altında uyumayacaksın, gölgesi ağırdır. Bir de ceviz ağacının bir huyu vardır, budaklarından birisi oluşurken yakınında kim varsa, ne varsa hemencecik budağın içine resmini nakşediverir. Zamanla budakla birlikte resim de büyür. Ceviz budağından çok acayip resimler çıkmıştır. Ulu ağaçlar, bulutlar, denizler, uzun yollar, kamyonlar, otobüsler, otomobiller, sincaplar, tilkiler, ayılar, kurtlar, çakallar."
Eskilerin "Ceviz ağacının altında oturulmaz/uyunmaz." sözünü bilirsiniz. Peki bu söz sadece bir efsane mi yoksa gerçekliğe dayanan bir tarafı da var mı?
Allelopatik Etki
Alıntıya göre gölgesinin ağırlığı ceviz ağacının altında oturmamak için bir sebeptir. Ancak ceviz ağacı altında oturmamak için daha önemli bir neden vardır. O da ceviz ağacının yanında ve altında hiçbir bitki yetişmemesiyle ilgilidir. Ceviz ağacı, bir bitki tarafından sentezlenen bazı kimyasal maddelerin başka bir bitkiyi olumlu veya olumsuz yönde etkilemesi olarak tarif edilen allelopatik etkiyi güçlü bir şekilde diğer canlılara karşı gösterir. Cevizdeki allelopatik etki, normalde toksik olmayan, renksiz, yapraklarda, sürgünlerde, meyvenin yeşil kabuğunda ve köklerde sentezlenen hidrojuglon isimli allelokimyasalın hava veya toprakla temas ettiğinde oksitlenerek zehirli bir formu olan juglona (5-hydroxy-1,4-naphthalenedione) dönüşmesiyle ortaya çıkmaktadır. Böylece bu zehirli kimyasal, yağmur suları ve havayla çevreye dağılıp birçok bitkinin büyümesini engeller. Ayrıca insanların uzun süre ağaç altında kalarak bu zehirli bileşiği solumasının sağlık problemlerine yol açabileceği belirtilmiştir.
Birinin ceviz ağacının altında uzun süre oturduğunda sersemlemiş ya da uykulu bir halde olduğunu duymuşsunuzdur. Bunun nedeni ise ceviz ağacının sülfür gazı salgılamasıdır. Sülfür gazı havadaki diğer gazlardan daha ağır olduğu için dibe çökmekte ve cevizin altında oturanı sersemletmektedir. Bu durum da "ceviz ağacının altında oturulmaz/uyunmaz" sözünü desteklemektedir. Faydaları saymakla bitmeyen ceviz ağacının hem meyvesi hem de kendisi insanlık ve doğa için bir mucizedir.
Ceviz ağacının meyvesini sık sık tüketmenin insan sağlığı açısından olumlu etkileri saymakla bitmese de altında oturmak yukarıda açıklanan sebeplerden dolayı iyi bir fikir gibi gözükmüyor.