Sabah kahvaltıda, uyandıktan hemen sonra, öğle arası, gece ders çalışırken kısacası günün her vaktinde çay ve kahve tüketiriz. Dünyada en çok tüketilen bu iki içecek türünü sağlığa daha yararlı hale getirebilmek için ne gibi çalışmalar yapılıyor?
Değişen tüketim alışkanlıkları ve sağlık-gıda ilişkisi üzerine ilginin artmasıyla birlikte, tüketicilerin daha sağlıklı ve fonksiyonel gıdalar tüketme eğilimi artmaktadır. Tüketiciler, sağlıklı ve besleyici gıdaları tüketmenin yanı sıra bu gıdalardan fonksiyonel etkiler de beklemektedir. Bu şekilde tüketici eğilimlerinde oluşan değişim, etkileri bilinen ürün gruplarından olan probiyotik gıdaların daha iyi anlaşılmasını ve bu gıdalara tüketici ilgisinin artmasını beraberinde getirmiştir. Sağlığa faydalı, canlı bakteri içeren yiyecekler olarak tanımlanan ve antibiyotik teriminin anlamca karşıtı olan probiyotikler süt bazlı ürünlerdir. Laktoz intoleransı, yüksek kolesterol ve süt proteinlerine alerji gibi yaygın sağlık sorunlarının yanı sıra veganizmdeki artışı ve süt ürünü olmayan probiyotik yiyecek ve içeceklerdeki eğilimi teşvik etmiştir.
Singapur Ulusal Üniversitesinden araştırmacılar, bağırsak dostu canlı probiyotiklerle dolu yeni probiyotik kahve ve çay içecekleri ürettiler. Hazırlanan çay ve kahvelere uygun probiyotikler eklenerek belirli zaman aralığında mayalanmaya bırakıldıktan sonra içime hazır hale gelen çay ve kahvelerin kendine has tatlarında bir değişim olmadığı tespit edildi. Aynı zamanda kahvede bulunan kafeinde ve çayda bulunan faydalı polifenol miktarında bir değişme olmadığı gözlemlendi. Her porsiyon probiyotik çay ve probiyotik kahve, en az 1 milyar birim canlı probiyotik içermektedir. Bu miktar, Uluslararası Bilimsel Probiyotikler ve Prebiyotikler Derneğinin günlük tüketim için önerdiği probiyotik ve prebiyotik sayısıdır. Günlük tüketimleri sonucu bağırsaktaki yararlı bakteri artışı meydana gelmektedir. Bu artışın; sinir, sindirim ve bağırsak sistemine katkıda bulunup vücut içinde oluşan sorunları ortadan kaldırmaya yardımcı olduğu tespit edilmiştir.
Siz de gün boyu elinizden fincanınızı eksik etmiyorsanız geliştirilen yeni ürünlere şans vermelisiniz. Böylelikle hem günlük alışkanlıklarınızda değişikliğe gitmemiş hem de sağlığınıza yarar sağlamış olursunuz.