Konya Bilim Merkezi BilimUp
 / 

Beynimiz Doyduğumuzu Gerçekten 20 Dakikada Mı Anlıyor?

Müzeyyen Kalfazade
5 dk
2761

Bazen acıktığımızda öyle bir an gelir ki hiç doymayacak gibi hisseder, masadaki tüm yiyecekleri çok kısa bir sürede tüketmiş oluruz. Belli bir süre geçse bile, yemek yediğimiz halde hala çok aç hisseder yemeye devam ederiz. Fakat en nihayetinde doyduğumuzda hem hızlı hem de fazla yediğimiz için rahatsız olacak kadar tok hisseder ve bu kadar hızlı yediğimiz için pişmanlık bile duyabiliriz. Ancak, bu durum beynimizin açlık- tokluk algılama hızı nedeniyle olabilir. Yapılan araştırmalar beynimizin doyduğunu ortalama 20 dakika sonra algıladığını öne sürmektedir.


Vücudumuzda Açlık ve Tokluk Nasıl Kontrol Edilmektedir?

Hepimiz günlük rutinimizdeki beslenme düzenimizi açlık ve tokluk durumumuza göre düzenleriz. Her gün yaşadığımız bu durum kulağa basit gibi gelse de aslında pek çok sistemin birlikte çalıştığı karmaşık bir olaydır. Gıdaları yememiz ve onlardan elde ettiğimiz enerji, belirli bir mekanizmaya göre işlemekte ve kontrol edilmektedir. Bu mekanizma periferik olarak bilinen çevresel sinir sistemi ve merkezi sinir sistemi tarafından kontrol edilmektedir.

Yeme içme düzenimiz; endokrin sistemi, sinir sistemi ve çeşitli hormonların iş birliğiyle yönetilmektedir.

Kendimizi aç ya da tok hissetmemizdeki en etkili yapı, beynimizdeki hipotalamus olarak adlandırılan bölgedir. Hipotalamus oldukça önemli olayları yönetir ve karmaşık bir yapıdadır. Gözlerimizin hemen arka tarafında ve beynin orta bölümünde yer almaktadır. Genel olarak görevi vücudun iç dengesini yani homeostaziyi sağlamaktır. Vücudun farklı bölümlerindeki organlar tarafından beyne gönderilen sinyalleri algılar. Ayrıca kendisi de açlık ve tokluk durumunu düzenlemek için çeşitli proteinler üretir.

Hipotalamusun Açlık ve Tokluk Dengesinde Rolü Nedir?

Hipotalamus içerisinde açlık ve tokluk hissi oluşturan sinir hücreleri bulunmaktadır. Bu sinir hücreleri; açlık hissedilmesini sağlayan Nöropeptit Y (NPY) ve Aguti İlişkili Peptit (AGRP) olarak adlandırılmış iki farklı protein üretirken, açlık hissini güçlü bir şekilde baskılayan CART ve alfa-MSH denilen iki protein üretilir. Kısacası aç ya da tok hissetmenizde bu proteinlerin rolü büyüktür. Proteinlerin dengeli olarak üretilmesi de açlık ve tokluk kararınızı etkiler.

AGRP 132 amino asitten oluşan bir proteindir. Yapılan araştırma sonuçlarına göre AGRP aşırı üretimi sonucunda aşırı yeme durumlarına neden olmakta ve seçilen gıdaların bol miktarda yağ içerdiği belirtilmiştir. NPY ise; 36 amino asitten oluşan bir peptittir. Ayrıca metabolik hızı da azalttığı bilinmektedir. CART bir tür nöropeptit proteindir. Vücuttaki fonksiyonu ise; ödül, beslenme ve stres ile başa çıkma gibi konularla ilişkilidir. Alfa-MSH peptit yapısı gösteren bir hormondur. Vücutta beslenme, enerji dengesi ve üreme aktivitelerinden sorumludur. Tüm bu protein ve hormonlar vücutta besin maddelerinin miktarı ile ortaklaşa çalışır. 

Açlığı Kontrol Eden Leptin ve Ghrelin Hormonunun Görevi Nedir? 

Açlık ya da tokluk sadece hipotalamusta üretilen proteinlerle değil vücudumuzun farklı yerlerinde üretilen hormonlarla da ilgilidir. Bu hormonlar, ‘’leptin’ ve ‘ghrelin’ olarak bilinir ve açım’ ya da ’tokum’ mesajını sinyaller aracılığıyla hipotalamusa iletirler.

Ghrelin hormonu; çoğunluğu mide mukozasındaki endokrin hücreler olmak üzere ince bağırsak, hipofiz bezi, pankreas, akciğer, böbrek ve bağışıklık hücreleri gibi farklı bölümlerde üretilmektedir. Kimyasal yapı 28 aminoasit asitten oluşan bir peptit hormondur. Ghrelin vücudumuzda ‘acıktım’ mesajının oluşmasını sağlamaktadır. Yani aç hissetmemize neden olmakta ve yemek yeme isteğimizin oluşmasını sağlamaktadır. Bu nedenle bazı bilimsel kaynaklarda ghrelin, yemek yeme isteğimizin başlığa nedeni olarak bahsedilmektedir. Vücudumuzda ghrelin seviyeleri midemiz boş olduğunda yüksek seviyelerdeyken, yemek yedikten sonra düşmektedir.

Leptin hormonu; ghrelin hormonunun aksine toklukla ilgilidir. Vücudumuzda ‘bu kadar yemek yeterli, tokum’ mesajının oluşumunu sağlamaktadır. Kimyasal yapı olarak incelendiğinde 167 amino asitten oluşan sarmal yapıdaki polipeptit bir hormondur. Vücudumuzdaki yağ hücrelerimiz çoğunlukta olmak üzere kalp ve mide gibi organlarımızdan salgılanmaktadır. Leptin hipotalamusa vücudumuzdaki yağ deposu ile ilgili bilgiler vermektedir. Leptin hormonunun etkisi, hipotalamusta bulunan reseptörlere bağlanınca oluşmaktadır. Salgılanan leptin hipotalamusa ulaştığında kendine özgü reseptöre bağlanmakta ve böylelikle nöropeptit Y olarak adlandırdığımız NPY yeniden düzenlenmektedir. Bu durum hipotalamusta olumsuz bir geri bildirim oluşturur ve yemek yeme isteği azaltır.

Buraya kadar okuduğumuz tüm bu hormonlar açlık ve toklukla direkt olarak ilgili mekanizmalardır. Bunların haricinde kolesistokinin, insülin, peptit YY, glukagon benzeri peptit, amilin ve adiponektin gibi pek çok hormon tokluk ve açlık metabolizmasında görev almaktadır.

Tok Hissetmemiz Yediklerimize Göre Değişiklik Gösterir

Yapılan çalışmalara göre uzmanlar; meyve, sebze ve tahıl gibi yüksek lifli gıdalar tüketildiğinde ghrelin hormonunun üretiminin azaldığını belirtmektedirler. Bu durum vücutta iştahı azaltan hormonların üretimini tetiklemektedir. Bu bilgilerden yola çıkarak yediğimiz gıdanın içeriğinin vücudumuzda hormon dengesinin oluşmasında oldukça etkili olduğu görülmüştür.

Hızlı Ya Da Yavaş Yemek Vücudumuzda Bir Fark Yaratır Mı?

Vücudumuzda açlık ya da toklukla ilgili bilgiler; gastrointestinal sistemdeki sinyaller elektrik gibi oldukça hızlı bir şekilde iletilirken hormonlar kan dolaşımı yoluyla hipotalamusa iletilmektedir. Bu nedenle beynimizin duyduğumuzu 20 dakika sonra anlıyor söylemi kısmen doğrudur. Fakat bu söylemdeki 20 dakika ortalama olarak verilmiştir. Beynimizin doyduğumuzu anlaması yediğimiz yemeğin içeriğine, miktarına ve metabolizmamıza göre değişkenlik göstermektedir.

Kaynakça
  1. Hızlı, H., & Büyükuslu, N. (2018). Yüksek Yağlı Diyetin Açlık-Tokluk Metabolizmasında Görevli Hormonlar ve Nöropeptidler Üzerine Etkileri. Sağlık Bilimleri Dergisi.
  2. Öztürk, A. S., & ARPACI, A. (2018). Obezite ve Ghrelin/Leptin İlişkisi. The Medical Journal of Mustafa Kemal University, 9(35), 136-151.
  3. Tahsin, U. Z. U. N. (2019). Leptin Hormonun Bazı Fizyolojik Sistemler Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi. Bayburt Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi, 2(1), 113-118.
  4. https://www.livescience.com/health/food-diet/does-it-really-take-20-minutes-to-realize-youre-full 
  5. https://www.healthline.com/nutrition/ghrelin#TOC_TITLE_HDR_2 

Benzer Makaleler
Çayın Fermente Hali: Kombucha Çayı
Böceklerden Gelen İlham: Kemik Onarımı için Yeni İmplantlar
Kafeinli Ürünlerin Vücudumuza Olan Etkileri Nelerdir?
Neden Kereviz Yemeliyiz?
Bir Eklem Görevi Gören Kalça Protezleri
Şizofreni Nedir? Şizofreni Belirtileri Nelerdir? Şizofreni Hastalığının Tedavisi Var Mı?
Hipertansiyon (yüksek tansiyon) Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Uykusuzluk Bencilliğe Sebep Olur Mu?
Şeker Hastalarının Yaraları Neden Geç İyileşir?
Seyahat Etmek Beyninizin Bağlantı Kurma Kapasitesini Artırır
ANASAYFA
RASTGELE
KATEGORİLER
POPÜLER
EN YENİLER