Daha önce kitapta okuduğunuz basit bir cümleyi anlamayıp tekrar tekrar okuduğunuz oldu mu? Zor geçen bir günün ardından neler olup bittiğini düşünemeyecek kadar yorgun hissettiniz mi? Büyük ihtimalle birçoğunuz bu sorulara evet cevabını vermişsinizdir. Peki bu sinir bozucu durumları yaşamanızın nedeni, beyin sisi olabilir desem ne düşünürsünüz?
Beyin sisi, herhangi bir beyin hastalığı değil bir tür bilişsel işlev bozukluğudur. Yani farklı hastalıkların bir belirtisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bazı kişiler tarafından zihin yorgunluğu olarak da tanımlanmaktadır. Odaklanma güçlüğü, sık yaşanan kafa karışıklığı, bulanık düşünme, aynı anda yapılabilecek işleri yapamama, karar verme ve planlamada zorluk, unutkanlık ve genel yorgunluk hissiyatı gibi birden fazla semptomlardan oluşan bir grup semptomdur. Bu tür semptomlar zaman zaman hepimizin yaşadığı problemlerdir. Fakat bu problemler 6 aydan uzun bir süre devam eder ve kronik bir hale gelirse günlük yaşam kalitesini oldukça olumsuz etkileyebilmektedir.
Tıp literatüründe beyin sisinin kesin bir tanımı ve terimi bulunmamaktadır. Fakat tanımın olmaması böyle bir sorunun olmadığı anlamına gelmez. Uzmanlara göre beyin sisi ‘vücutta ters giden bir şeyler var’ anlamına gelmektedir.
Beyin sisi; çölyak hastalığı, kronik yorgunluk sendromu, fibromiyalji, taşikardi postural sendromu, otizm spektrum bozuklukları, Lyme hastalığı, lupus, migren, ve Alzheimer gibi birçok farklı hastalıkta görülmektedir. Ayrıca sadece hastalıklarda değil; hamilelik, menopoz, aşırı stres altında kalma ve kemoterapi gibi farklı durumlarda da görülmektedir.
Beyin sisi hayat boyu yaşamak zorunda olduğunuz bir durum değildir. Oluşmasına neden olan sorun çözüldüğü taktirde beyin sisi de azalma gösterecektir. Fakat göz ardı edilirse kronik hale gelebilir.
Beyin sisinin keşfi araştırıldığında; ilk defa 1850 yılında İngiliz doktor James Tunstall tarafından ‘yeterli bedensel yorgunluk olmadan zihinsel tesislerin fazla çalışmasının bir sonucu olarak yaşanan zihinsel yorgunluk olarak’ tanımlandığı görülmektedir.
Beyin sisi çok eski yıllardan beri yaşanan bir sorundur. Ama COVID-19 ile beraber insanların daha fazla şikayetçi olduğu bir sorun haline gelmiştir. COVID-19’a yakalanan insanların yaklaşık %43’ü iyileştikten sonra bile beyin sisi şikayetlerinin devam ettiğini belirtmektedir. Beyin sisi sorunu yorgunluk şikayetinden sonra en fazla görülen ikinci sorundur. Ayrıca uzmanlar COVID-19’u ağır ve uzun süre yaşayan insanların depresyon ve anksiyete gibi şikayetler yaşadıklarını ve bu şikayetlerin de beyin sisi oluşumunu arttırdığını belirtiyor. Covid-19 sonucu oluşan beyin sisinin nedeninin; vücutta yüksek iltihap oranının ve bağışıklık aktivitesinin beyni etkilediği yönündedir.
Beyin sisinin içerdiği belirtiler oldukça yaygın olduğu için yapılacak tek bir test ile tespit edilemez. Bu nedenle muayene olduğunuz doktor; kanınızdaki glikoz seviyesine, karaciğer, böbrek ve tiroid fonksiyonunuza, enfeksiyon seviyenize ve inflamatuar hastalıkları taşıyıp taşımadığınıza yönelik testler yapacaktır. Ayrıca zihin sağlığınız, beslenme düzeniniz, fiziksel aktivite düzeyiniz ve kullandığınız ilaç ve takviyeler de doktor tarafından sorulabilecek sorular arasında yer alacaktır.
Bunlardan farklı olarak ayrıca doktorunuzun görüşlerine göre tomografi, MR ve röntgen gibi cihazlar ve uyku bozukluğu testleri de beyin sisi teşhisinde kullanılmaktadır. Ayrıca hastanın günlük beslenme düzenini not etmesi, yiyeceklerin beyin sisi belirtileri ile olan ilişkisini anlamasını da kolaylaştıracak, daha iyi bir beslenme düzenine geçmesine yardımcı olacaktır.
Beyin sisi tedavisi, oluşma nedenine göre değişiklik göstermektedir. Örnek verecek olursak; anemi problemi nedeniyle beyin sisi oluşumu gözlemlendiyse bunun tedavisi kırmızı kan hücreleri üretimini artırmak iken otoimmün bir hastalık nedeniyle oluşan beyin sisi bağışıklık sistemini baskılayan tedaviler olmaktadır. Kimi zaman beyin sisi tedavisi beslenme düzenini değiştirme, düzenli spor yapma ve uyku kalitesini iyileştirme gibi yaşam tarzına yönelik değişiklikler olmaktadır.
Uzmanlara göre beyin sisini azaltmak için günlük yaşantımızda yapabileceğimiz şeyler; mutlaka 8-9 saat uymak, aşırı kafein ve sigara tüketiminden uzak durmak, beyin güçlendirici bulmacalar çözmek, sosyal olarak aktif olmak, dinlenmeye özen göstermek, stresi azaltmaya yönelik meditasyonlar yapmak, düzenli olarak kan değerlerini kontrol ettirmek, uyumadan önce ekran süresini azaltmak, su içmeye özen göstermek, protein, diyet lifi ve sağlıklı yağları içeren beslenme düzeni oluşturmak olarak belirtilmektedir.