Konya Bilim Merkezi BilimUp

Anestezi Keşfedilmeden Önce Cerrahlar Ameliyatları Nasıl Yapıyorlardı?

Müzeyyen Kalfazade
6 dk
2258

1774 yılından beri ameliyatlarda anestezi kullanılmaktadır. Geliştirilen anestezik teknikler sayesinde ameliyat olmak günümüzde çok da acı verici bir şey değildir. Çünkü olacağımız kolay ya da zor herhangi bir ameliyatta uygulanan ilk işlem anestezidir. Fakat hiç düşündünüz mü, yıllar önce anestezi henüz keşfedilmemişken insanlar nasıl ameliyat oluyorlardı?


Anestezi Nedir?

Anestezi ya da bir diğer adıyla narkoz; cerrahi operasyonlardan önce hastanın belirli bir bölgesini ya da vücudunun tümünü uyuşturma işlemidir. Bu işlemde kullanılan maddeler ise anestezik ilaçlardır. Anestezik ilaçlar hastayı bilinçsiz hale getirmenin yanı sıra ayrıca hissedilen ağrıların azaltılmasında ve kasların gevşemesinde de kullanılmaktadır. Anestezi işlemi; yapılacak bir ameliyat nedeniyle vücudun tümüne de etki edebildiği gibi gittiğiniz bir diş kliniğinde hekimin diş etinize yaptığı lokal uyuşturma işlemi ya da doğum sırasında bel bölgesinden yapılan bir iğne ile belden aşağısının uyuşturulduğu işlem de olabilir.

Anestezi Nasıl Keşfedildi?

Modern anestezi hayatımıza 16 Ekim 1846 yılında yani nispeten yakın tarihlerde Doktor William Morton sayesinde girmiştir. Fakat anestezinin henüz keşfedilmediği yıllarda ağrı ve acı ile mücadele insanlar için adeta bir yaşam mücadelesiydi.

Antik Roma döneminden Orta Çağa kadar bulunan tüm el yazısı kaynaklarda ‘dwale’ olarak bilinen sakinleştirici bir karışım tarifi verilmektedir. Ayrıca Orta Çağ dönemine ait bulunan bazı yazılarda tentür adı verilen bir karışım hazırlanıyordu. Bu karışım; yaban domuzu safrası, toplumda afyon olarak bilinen anestezik madde, adamotu (Mandragora) suyu ve baldıran otu gibi bitkilerden ve sirkeden oluşmaktaydı. Tentür sayesinde hastalar vücutlarında bir bölge kesilirken uyuyorlardı.


Antik Yunan Döneminde doktorlar atardamara karotis adını vermişlerdi. Bu kelime Yunanca sersemletmek anlamına geliyordu. Yapacakları herhangi bir operasyonda atardamara ya da işlemin yapılacağı uzuvdaki sinirlere güçlü bir şekilde baskı uyguluyorlar ve bilinç kaybı ya da ani uyuşma sağlıyorlardı. Fakat bu oldukça tehlikeli ve çok nadir uygulanan bir yöntemdi. Çünkü çok büyük ihtimalle kişinin ölümü ile sonuçlanıyor üstelik doktorlar da cinayet suçlaması ile mahkemeye çıkıyordu.

Tarihte Anestezi Nasıl Kullanıldı?

1600’lü yıllardan itibaren ise Avrupa’da afyon olarak bilinen anestezik madde ve o maddeyi belirli bir miktarda içeren laudanum denilen tentür, ağrı kesici olarak kullanılıyordu. Fakat buraya kadar okuduğunuz tüm bu karışımları hazırlamak bir hayli emek gerektiriyor, kişiye göre özel şekilde formüle ediliyor ve bazen dalgınlıkla yanlış hazırlanabiliyordu. Dalgınlıkla baldıran otunun fazla eklendiği bir karışım kişinin ölümle sonuçlanan zehirlenme vakalarına ya da adamotunun fazla kullanılması kişilerin halüsinasyon görmesine ve anormal düzeyde kalp atışına sebep oluyordu. Bazen de kişilerin afyon ve laudanuma karşı bağımlılıkları gelişebiliyordu.


Tüm bu risklerle beraber cerrahlar hastanın ameliyatını olabildiğinde hızlı ve kesin olmalıydı. Bu durum cerrahlar üzerinde büyük bir yüke neden oluyordu. Bir ameliyatın başarısı cerrahın; zamanı verimli kullanmasına, hassasiyetine ve el becerisine kalıyordu. Bu nedenle cerrahlar olabildiğince invaziv yani vücutta küçük kesikler açarak hasarın minimum olduğu ameliyatlar yapıyorlardı. Bu durum da cerrahları kısıtlamaktaydı.

1784 yılında İngiliz cerrah John Hunter, hastasını ameliyat etmeden önce operasyonu yapacağı uzvu turnike yöntemi ile uyuşturmayı denedi. Kraliyet Anestezistler Koleji'ne göre Hunter, hastasının hiç acı duymadan bir uzvunu kesmeyi başarmıştı.

1811 yılında İngiliz roman yazarı Fanny Burney meme operasyonu geçirmişti. Operasyon sonu kız kardeşine yazdığı mektupta “Kesiğin olduğu süre boyunca aralıksız süren bir çığlık atmaya başladım ve bunun hâlâ kulaklarımda çınlamamasına neredeyse hayret ediyorum! Izdırap o kadar dayanılmazdı ki” sözlerini yazmıştı. Hatta kesiğin yapıldığı esnada iki kez bayıldığını da eklemiştir. 1800’lü yıllarda hem Avrupa hem de Amerika’da sezaryen doğumun ve amputasyon olarak bilinen kol ve bacak gibi bölgelerin geçirilen herhangi bir travma sonra cerrahi müdahale ile ayrıldığı durumlar oldukça nadir yapılmaktaydı. Literatür araştırıldığında o yıllarda bu müdahaleleri anlatan belgeler çok azdır. Bunun nedeni ise bu müdahaleleri yapabilecek ortamın ve kişilerin nadir denebilecek kadar az olmasıydı. İlerleyen yıllarda ise Avusturyalı Doktor Franz Anton Mesmer, ‘Mesmerism’ denilen hipnoz yöntemini geliştirmiştir. Bu yöntem; güç alanı içeren bir sıvıyı ve bu sıvıyı kontrol eden mıknatıslardan oluşmaktaydı. Hipnoz yöntemi sahte bilimdir. Fakat 1800’lü yılların ortasında Avrupa ve Hindistan’da o kadar popüler hale geldi ki Londra’da ve daha başka birçok yerde Hipnoz hastaneleri kuruldu. Bazı hastalar gerçekten hiç acı hissetmediklerini söylediler. İlerleyen yıllarda hem cerrahlar hem de halk bu yöntemi sorgulamaya başladı. Hatta bu yöntemi savunan insanları da halkı yanıltmakla suçladılar. Böylelikle hipnoz yöntemi popülerliğini kaybetti. Bu gelişmeler gelecek yıllar için daha bilimsel yöntemlerin araştırılmasına neden olmuştur.


Modern Anestezi Nasıl Keşfedilmiştir?

Aslına bakarsanız eter 13. yüzyılda bile bilinen bir maddeydi ve o yılların kayıtlarında eter üretimine ilişkin yazılı kaynaklar da bulunmuştu. Hatta 16.yüzyılda eterin tavukları bayılttığına dair deney çalışmaları bile bulunmuştu. Fakat cerrahların eteri daha detaylı bir şekilde ele alması birkaç yüzyıl sonra gerçekleşmeye başladı. 1846 yılında Amerikalı diş hekimi William Morton yaptığı halka açık ameliyatta hastasında eter uygulamıştır. Bu uygulamanın sonucunda hastanın boynundaki tümörü ağrısız bir şekilde almayı başarmış ve eterin insanlar üzerinde bilinç kaybı yaptığının ilk kanıtını sunmuştur. Hatta Morton’un eter uyguladığı bu tarih ‘Ether Day’ olarak tarihe geçmiştir. Daha sonra 1848 yılında cerrahlar kloroform adında başka bir maddeyi doğumda ve başka ameliyatlarda da kullanmışlar ve başarılı sonuç elde etmişlerdir. Hem eter hem de kloroform ameliyatlar için büyük bir çağın kapısını açmıştır. Çünkü cerrahlar bu maddeler sayesinde büyük bir zaman kazanmış ve ameliyatlarını daha büyük bir titizlikle yapmaya başlamışlardır.

1930’lu yıllara kadar ülkemizde sadece kloroform ve eter anestezi olarak kullanılıyor ve bölgesel anestezi uygulanıyordu. Günümüzde kloroform ve eter de dahil olmak üzere okuduğunuz hiçbir yöntem anestezik madde olarak kullanılmamaktadır. Ayrıca 30 tanesi tıp fakültesi olmak üzere toplam 52 farklı merkez anestezi eğitimi vermektedir.    

Kaynakça
  1. Alkış, N. (2000). Anestezi tarihi. Ankara Sağlık Hizmetleri Dergisi, 1(1), 39-42.
  2. https://www.livescience.com/surgery-before-anesthesia 
Benzer Makaleler
Cezeri'nin Su Çarkı ile Çalışan Su Tulumbaları
Mikroskop Nedir? Mikroskopların Özellikleri Nelerdir?
En Ölümcül Salgın Kara Ölüm
Karanlık Bilim: Biyolojik Silahlar Nasıl Ortaya Çıktı?
Tuvaletin İlginç Tarihi
Ölçü Birimleri Nasıl Ortaya Çıktı?
Kan Gruplarının İlginç Keşfi
Talidomid Faciası: Doğuştan Sakatlıkların Hikayesi
Orta Çağda Bilim Ve Tıpın Öncüsü: İbn-i Sina
Türk Üçgeni
ANASAYFA
RASTGELE
KATEGORİLER
POPÜLER
EN YENİLER