Acı, keder, kaygı, sinir ya da sevinç gibi yoğun duygular gözyaşlarımızın akmasına yani ağlamamıza neden olabilir. Gülerken kimse gülüşümüzü durdurmaya çalışmazken, ağlarken birçok kişi tarafından ağlamayı bırakmamız için teselli alırız. Ayrıca ağlarken ağla açılırsın, rahatlarsın sözlerini de sıkça duymuşuzdur. Ağladıktan sonra genellikle dingin, sessiz ve rahatlamış hissederiz. Peki ya ağlamak gerçekten de rahatlatır mı?
Yapılan bazı araştırmalar ağlamanın yararlı olduğunu, rahatlattığını, gerginliği azalttığı, strese iyi geldiğini ruh sağlığını iyileştirmek için yardımcı olabileceğini göstermektedir. 3 farklı gözyaşı türü olduğu bilinmektedir ve bunlar refleks gözyaşları, sürekli gözyaşları ve duygusal gözyaşlarıdır. Refleks gözyaşları, gözlerinizdeki duman ve toz gibi kirlilikleri temizler, sürekli gözyaşı gözlerinizi kurumaktan ve enfeksiyondan korumaya yardımcı olur ve duygusal gözyaşlarının ise vücutta bazı hormonların salgılanmasını sağlayarak rahatlama sağladığı bilinmektedir.
Peki, bu duygusal gözyaşları nasıl oluyor da bize rahatlama hissini veriyor? Ağlamak, mutluluk hormonu olarak bilinen oksitosin ve morfin kadar etkili ağrı kesici hormonu olarak bilinen endorfin salgılanmasına neden olur. Ayrıca ağlayan kişilerde nabız sayısının azaldığı ve nefes alış verişlerinin de yavaşladığı bilinmektedir. Böylece bu durumlar birleşerek kişinin rahatlamasını sağlayıp, vücudu daha sakin bir ruh haline sokmaktadır.
Bebeklerin ağladıktan hemen sonra uykuya dalmaları bu rahatlama hissine örnek olarak verilebilir. Bebek uykusu üzerine yapılan bir çalışmada , 43 katılımcının bebeği, ebeveynlerinin müdahalesinden önce bir dakika boyunca ağlamaya bırakılmıştır ve bu ağlayıp uyuyan bebeklerde hem uyku süresinin uzadığı hem de bebeklerin gece uyanma sayısının azaldığı görülmüştür. Bu durum morfin kadar etkili olan endorfinin vücuttaki rahatsızlık hissini azaltarak sinirleri uyuşturması ve dolayısıyla rahatlama sağlamasıyla alakalıdır. Bu rahatlama hissiyle birlikte kişi sakinleşir ve uykuya dalma kolaylaşır.
Sonuç olarak ağlayarak meydana gelen kimyasallar rahatlamaya ve hem fiziksel hem de duygusal acıyı hafifletmeye yardımcı olur. Bu yüzden duygusal durum ya da acıya tepki olarak gözden yaş akması normal ve sağlıklı bir olaydır, bu yüzden gözyaşı dökmekten çekinmeyin. Shakespeare Kral VI. Henry isimli eserinde “Ağlamak üzüntünün derinleşmesini önler” diye bahseder ve Romalı şair Ovid “Ağlamak rahatlatır, üzüntü gözyaşıyla akıp gider” derken ağlamanın rahatlatıcı durumundan bahsetmiştir. Yani eğer gözyaşlarınızı serbest bırakma ihtiyacı hissediyorsanız ağlayın açılırsınız.
Millings, A., Hepper, E. G., Hart, C. M., Swift, L., & Rowe, A. C. (2016). Holding Back the Tears: Individual Differences in Adult Crying Proneness Reflect Attachment Orientation and Attitudes to Crying. Frontiers in psychology, 7, 1003. https://doi.org/10.3389/fpsyg.2016.01003
Gračanin, A., Bylsma, L. M., & Vingerhoets, A. J. (2014). Is crying a self-soothing behavior?. Frontiers in psychology, 5, 502. https://doi.org/10.3389/fpsyg.2014.00502
https://www.healthline.com/health/benefits-of-crying